Tasavvufu Hakkıyla Anlamak..

Tasavvufu Hakkıyla Anlamak.. -------------------------------------------------------------------------------- Tasavvuf yolu nurunu Hz. Peygamberden alan Allaha kullukta mükemmeliyeti yakalama gayesi güden feyzli bir yoldur.. Tarih boyunca bu yoldan onlarca insanı kamiller yetişip halkın önünde birer ...



  1. Alt 12-29-2009, 08:28 #1
    {{şura}} Mesajlar: 697
    Tasavvufu Hakkıyla Anlamak..

    --------------------------------------------------------------------------------

    Tasavvuf yolu nurunu Hz. Peygamberden alan Allaha kullukta mükemmeliyeti yakalama gayesi güden feyzli bir yoldur..


    Tarih boyunca bu yoldan onlarca insanı kamiller yetişip halkın önünde birer kandil olmuştur..Bu ocaktan yetişen HZ. Abdülkadir Geylaniler,Şahı Nakşibendler,Mevlanalar, Yunuslar, Hacı Bektaşlar sözleri ve halleriyle insanları manevi buhranlardan kurtarmış , imanlara iman katmıştır...Bugün şiirleri, sözleri dilden dile dolaşan, gönülden gönüle akan Yunus Emre sözlerindeki maneviyatı TAbduğun dergahına borçludur..


    Tasavvuf ikaz ve irşad yoludur...


    Bu manada ayet ve hadisler pek çoktur...Hz. Peygamber Efendimiz her dönemde çeşitli yollardan veli zatlar geleceğini ve insanları irşad edeceklerini bildiren hadisi kudsi mevcuttur...yine ayette " onlar Allahın hidayet ettiği kimslerdir.onların hidayetine uyun" diğer bir ayette" bize katından bir veli ver " buyrulur...

    İslam bu yolla yayılmış, hizmet görmüştür..Horasandan kalkıp gelen Hoca Ahmed Yesevinin yetiştirdiği alperenler Anadoluyu müslümalaştırmış burada İslam ocağını alevlendirmiştir...


    İnsan fıtrat olarak doğuştan terbiyeye muhtaç doğar...İslamı müşahhas olarak yaşayan öndere ihtiyaçlıdır ..Ondandır ki ilk insan da peygamberdir..İnsan herhalükarda, bir terbiye edicinin terbiyesine muhtaçtır...

    Allaha insanları taşıyan yol ikidir biri nübüvvet diğeri velayettir..

    NÜbüvvet Hatemul Enbiya Efendimizle son bulmuş, ancak nübüvvetin devamı variscisi olarak da velayet yolu yani evliyalık yolu açılmışıtr...İnsanlık peygamberlik yolundan sonra bu kanalla irşada muhatap kılınmıştır..

    Tarih boyunca sahte veliler, tasavvui düşünceyi yaşantu-ıyı ifsada niyetli insanlar çıkmıştır..Bu demek değildir ki bu yol menfidir..Zaten bu sahteliklerin arkasındaki maksat İSlama kulluğun en güzide şekilde yaşandığı, yine İslamın yayılmasına gönüllerde taht kurmasına vesile olan tasavvuf yolundan insanları uzak tutmaktır...

    Peygamber döneminde de sahte peygamberler çıkmıştır..Bir şeyin sahtesi aslını inkara sebep değildir...

    Tasavvufa tarih boyunca fitne sokulmaya çalışılmıştır..olacaktır da..Ancak tasavvuf her zaman ve zeminde içine sokulmaya çalışılan fitneleri kusmuş, o mübarek yol bulanmadan devam edegelmiştir..


    Tasavvufta geçen manevi haller şeriata mualif değildir..

    Tasavvuf literatüründe hal olarak geçen, fenafillah, vahdet gibi sözlerin de mana ve hal olarak İslama zıt herhangi bir yönü yoktur..İş bu kavramları anlayabilmek ve de hal olarak yaşantıya aksedebilmektir...

    Samimiyetle tasavvufu araştıran ve öğrenme gayreti olana Allahın bu yolun güzelliklerini nasip edeceğine imanımız tamdır.

    HZ. Abdülkadi Geylani: "Allahı arayan onu bulur" buyurmaktadır..samimiyetle, bu yolda kapılar aralanır..

    Bu yolda sapmlar oldu diyerek sokulmak istenen fitnelerin karşısında her zaman tasavvuf kendini temyiz etmiştir...

    Tasavvuf Hakk tır.....

    Bu yola saldırıyı yapan kendi kaybetmiştir..""Kim benim veli kuluma savaş açarsa ben de ona savaş açarım" buyurur Cenabı Hakk...Şimdi bu kamil insanların yetiştiği bu manevi yola yan bakmanın hesabı ne olur..Bu yolun ana merkezinde de peygamberi yaşantıya vasıl olmak gayesi var iken..Bu manada fitneye sebebiyet verecek her türlü sözden halden kaçınmak lazımdır..

    yabanGülü bunu beğendi.
  2. Alt 12-29-2009, 17:32 #2
    emirahmedyasin Mesajlar: 1.121
    Tasavvuf konusunda tarikat ve cemaatlerle aynı düşünceleri paylaşmıyorum gereğinden fazla sulandırılmış...neyse ayrıca edep dairesinde tartışırız.
    Seyyid Abdullehad Nuri nin kütüphanemde bulunan Mevizai Hasene adlı tasavvuf ağırlıklı kitabındaki şu hikayeye nedir sizce:
    "Sofinin biri şeyhiyle yolda yürüken gök gürültüsü olur derken hava bozar sofi korkup dua eder Allah ım bizi koru diye.Bu sırada mürşidi dönüp ona derki sen beni geçerek dua edemzsin sen bana söyle ben Allaha dua ederim bu daha hayırlıdır der."
    Buyrun burdan yakın... selam ve dua ile..

    {{?ura}} bunu beğendi.
  3. Alt 12-29-2009, 21:42 #3
    Ziyaretci
    Henna Mesajlar: n/a
    bu ismi ik defa duydum eseride..tüm tasavvufa genelleme yapmayınız..hem..kişileri bırakalım...güzel olanlarda olmayanlarda her zaman her konuda var olacaktır
    ben bu sözleri tasavvufa bağlamıyorum..kaynak veya o kişilerin icrası diyorum...
    efendimiz a.s bir kavmin büyüğünede hurmet edilmesini ve benzeri hususlarda ölçüler koymuştur...örnekler çoğaltılabilir...
    herkes güzel resim yapamaz..herkes doğru araba kullanamaz..belki eser haline gelmiştir ama asıl esas olan tasavvufla yanlış uygulamaları hiç kıyas almıyorum şahsım...şimdi herkes sünnetide islamın aşrtlarınıda doğru mu uyguluyorki her alim denilen her şeyh denilen her eserde yazan tasavvuf osun..hak olsun ..değil tabi..azında azı kaldıysa ...ama bu geçmiş güzel örnekleride yok saymayı getirmemeli..ehli sünnet akidesine ittiba ile tasavvuf için eser de gerek olmayabilir..kalbi sahibine yani Allaha bağlamakdır saf..tasavvufun kökeni olan kelime..
    selam ile..

    Konu Henna tarafından (12-29-2009 Saat 23:27 ) değiştirilmiştir.
  4. Alt 12-29-2009, 23:17 #4
    mus'ab Mesajlar: 331
    emirahmetyasin kardeşim:
    siz tasavvufcularla aynı düşünmeme hakkına sahipsiniz. önceleride bazı tartışmalarınızı izleme fırsatım olmuştu. kitaplar okuduğunuzu tahmin ediyorum.
    Konuyu uzatmamaya çalışarak bir hatırlatma yapmak istiyorum. diyelimki böyle bir olay gerçek oldu. peygamber efendimiz (s a v) in yanında ve meclisinde kazaen sesler yükseldiğinde hemen ilahi ikaz geliyor. konuyu bildiğinizi tahmin ettiğim için detaya girmiyorum.

    Yine resulü kibriya efendimizin, iki sahabeden birine sen senden daha hayırlı olanın önündemi yürüyorsun, ikazı vardır.

    O mürşit efendinin talebesine edeben bir ikazı olmuş olamazmı?

    Zira peygamber varisinin olduğu yerde ister mürid olsun ister sıradan insan olsun edebini muhafaza etmesi gerekmiyormu.

    O nedenle bu ve benzeri olayları tekyönlü düşünmemek gerekir diye düşünüyorum ve özelliklede bu hassas konularda çok tartışmanın faydadan çok zarar verdiğine inanıyorum. çünki tartışmalar uzadıkça nefisler devreye giriyor.

    Allah'a emanet olun.

    Henna bunu beğendi.
  5. Alt 12-30-2009, 01:16 #5
    emirahmedyasin Mesajlar: 1.121
    İyi nasıl istiyorsanız öyle inanın... Kişi bir kere bu işlere bulaşmışsa tüm çevresi bu kişilerle dolar ve kişi artık o ortamdan dışlanıp yalnız kalmamak için var gücüyle onlara sarılır...
    Her halde bizde münkir oluyoruz her kesin şeyhi gavstır uçar kaçar bir şey ondan kaçmaz ama bazı kardeşlerin samimiyetini biliyorum ve keşke hakikati görseler onlara daha bir üzülüyorum cevap versen ayrı sussan ayrı ne dielim. selam ve dua ile...

    Henna ve mus'ab bunu beğendiler.
  6. Alt 12-30-2009, 11:58 #6
    mus'ab Mesajlar: 331
    Muhterem kardeşim emirahmetyasin: nefsim adına ve içinde bulunduğum cemaatin anlayışına göre yazıyorum. mürşitler peygamber değildir. hiç bir mürşit Hz hamzayı şehit eden VAHŞİ r.anh-ın seviyesine dahi çıkamaz. mürşitler herşeyi bilmezler. Allah c.c açarsa görür yada bilir. Ama ALLAH açmazsa oturduğu odanın yan tarafında olup biteni dahi bilemez ki efendimiz (s a v) dahi bilemez. Zira aişe validemize atılan iftirayı bilemedi. çünkü ALLAH, açmadı

    Mürşitleri peygamberleştirmek, şirk'e düşecek derecede masum ve günahsız görmek, herşeyi görür ve bilir mantığı ile ilahlaştırmak. tabiki sapkınlıktır.

    İnsanların okumak ve öğrenmek için öğretmene ihtiyacı vardır. Sünneti seniyyelerle ve sahabe hayatıyla ve ahlakıyla ahlaklanmış olan Allah dostlarının yanında olmak ve onların halleriyle hallenmek resulullah (s a v) ın tarif ettiği ahlakı ve islamı yaşamaya onların öğretmenliğinde devam etmek ten daha doğal ne olabilirki.

    Haaa birde şu var: benim mürşim herşeyi bilir demek küfürdür. peygamberlere dahi verilmemiş olan hal ve yetkinin bir mürşide verildiğini iddia etmek (yani görür ve bilir) şirk tir.
    Bazı tarikat mensubu kişilerin bu tür davranışları ne kadar sakıncalıysa! adına tarikat demedikleri fakat tarikatlara karşı çıkan bir cemaatin iddialarıda o derece sakıncalıdır. yani tarikatlara karşı çıkan tarikat kurmuşlarda adına tarikat demiyorlar.

    kur'an, sünnet, ve sahabe hayatıyla örtüşmeyen, kerameti dinin bir şubesi gibi gören ki papazlar bile olağanüstü haller gösterebilir adınada (istidraç denir) Yaşantısına baktığımızda Söyleminde ve eyleminde Rasulullah ile hallenmeyen. konuştuğunda gaipten haberler veriyormuş tavrı takınan. kişiler ve onların dostları ap açık bir sapkınlık içindedirler.

    Bazı sapık ve sahtekar, üçkağıtcı ve düzenbaz şeyh görünümlü şeytanlar vardır. Onların yüzünden tüm tarikatları aynı görmekte doğru değildir.

    Bu mes'ele 300 yıldır tartışılıyor. birileri birilerini tekfir ediyor. Allah muhafaza müşrik olmakla suçluyor. öbürüde cevap verirken aynı üslubu kullanıyor ne kadar tehlikeli değilmi?

    Rabbimiz :seni beni ve bizleri asla ama asla haddi aşan kullarından eylemesin.
    Rabbimiz :bizleri, zatına kul gibi kul, rasulüne ümmet gibi ümmet olmayı nasibeylesin.

  7. Alt 01-05-2010, 00:56 #7
    emirahmedyasin Mesajlar: 1.121
    BeKKe´isimli üyeden Alıntı
    bu ismi ik defa duydum eseride..tüm tasavvufa genelleme yapmayınız..hem..kişileri bırakalım...güzel olanlarda olmayanlarda her zaman her konuda var olacaktır
    ben bu sözleri tasavvufa bağlamıyorum..kaynak veya o kişilerin icrası diyorum...
    efendimiz a.s bir kavmin büyüğünede hurmet edilmesini ve benzeri hususlarda ölçüler koymuştur...örnekler çoğaltılabilir...
    herkes güzel resim yapamaz..herkes doğru araba kullanamaz..belki eser haline gelmiştir ama asıl esas olan tasavvufla yanlış uygulamaları hiç kıyas almıyorum şahsım...şimdi herkes sünnetide islamın aşrtlarınıda doğru mu uyguluyorki her alim denilen her şeyh denilen her eserde yazan tasavvuf osun..hak olsun ..değil tabi..azında azı kaldıysa ...ama bu geçmiş güzel örnekleride yok saymayı getirmemeli..ehli sünnet akidesine ittiba ile tasavvuf için eser de gerek olmayabilir..kalbi sahibine yani Allaha bağlamakdır saf..tasavvufun kökeni olan kelime..
    selam ile..


    Selam mü minlerin üzerine olsun.Burası bir forum ve bizler fikir münakaşaları yaparız yazacaklarımı şahsınıza anlamayın.
    Şimdi başlarken demişsiniz ki eseri yeni duydum kişiyi tanımıyorum eseri ve kişiyi netten araştırmanız iyi olur.Bir kitabın adını yeni duymanız o eseri sizin için delil olamaz niteliğini herhalde taşımaz.İlla her eseri önceden kontrol etmeniz mi gerekiyor açın bakın bir sürü tasavvuf eseri var ne safsatalar okuyacaksınız.
    Evet haklısınız peygamber bir kavmin büyüklerine hürmet edilmesini ister hatta daha önce zengin iken fakir olan bir kafire bile nezaket gösterilmesini ister bunu nasıl tarikat ehilleri ile bağdaştırıyorsunuz .
    İnsanları sırf tasavvuf safsatasına inandırmak için seçme misallerle hareket edilemez kalbin terbiye edilmesini ruhum arımdırılmasını elbette herkes ister ama yol bu yol değil yol Kur an ve sünnet şu tasavvuf çılgınlığıda ne oluyor Allahınız aşkına nerede görülmüş bu durumlar nasıl açıklayacaksınız hangi delille bu küflenmiş yapıları savunacaksınız.Herkes herşeyi mükemmel yapamaz ama her müslüman Kur anı iyi bilmek idrak etmek zorunda.Size istediğiniz tasavvuf kaynağından örnekler gösterebilirim bir yığın safsatayı açabilirim.
    Siz akıllı bir insansınız aklınızı duygularınıza kurban etmeyn bu mesele itikadi bir mesele.
    selam ve dua ile...

  8. Alt 01-05-2010, 01:04 #8
    emirahmedyasin Mesajlar: 1.121
    mus'ab´isimli üyeden Alıntı
    Muhterem kardeşim emirahmetyasin:
    kur'an, sünnet, ve sahabe hayatıyla örtüşmeyen, kerameti dinin bir şubesi gibi gören ki papazlar bile olağanüstü haller gösterebilir adınada (istidraç denir) Yaşantısına baktığımızda Söyleminde ve eyleminde Rasulullah ile hallenmeyen. konuştuğunda gaipten haberler veriyormuş tavrı takınan. kişiler ve onların dostları ap açık bir sapkınlık içindedirler.

    Bazı sapık ve sahtekar, üçkağıtcı ve düzenbaz şeyh görünümlü şeytanlar vardır. Onların yüzünden tüm tarikatları aynı görmekte doğru değildir.


    Sizlerinde bilincinin yerinde olduğunu görmek beni sevindirdi.Lakin siz kendinizi düşüncede istisna tutarak bu yapının doğru işlediğini her ne kadar idda etsenizde şuanda neredeyse şirke düşmüş bir sürür sofi takılan insanlar var bakın size şu misali vereyim:
    Yasak vakitler vardır namazın kılınmayacağı peki neden yasak hiç düşündünüz mü cevap güneş ve yıldızlara tapanlara benzememek.Mü min bilirki yaptığı secde Allah a dır ve bu secdesi güneşe değildir ama islam bu ihtimalin bile akıllara gelmesini köten kazımak için yasaklamıştır bu saatte ibadeti.Onun içindir ki bizler Kur anı yaşamaya çalışan müminler olarak en ufak şirke yaklaştırma ihtimali olan şeylerden uzak durmalıyız.
    selam ve dua ile...

    Konu emirahmedyasin tarafından (01-05-2010 Saat 01:06 ) değiştirilmiştir.
    xyzt bunu beğendi.
  9. Alt 01-05-2010, 01:10 #9
    Ziyaretci
    Henna Mesajlar: n/a
    emirahmed selam ile..
    ben duymadım derken delil kabul etmedim..çünki şahsım 15 yıldır bir fiil tasavvufu araştırdım.aciz..ve i bu savunmak değil..sadece bu konunun tasavvuf ile alakası yok..demek istediğim..olması gereken tasavvuf ile anlatılan gösterilen yaşandığı varsayılana alet edilen tasavvufu birbirinden ayıralım..tasavvuf bir kıvamdır..kurum değil,kural değil...dahada konuşuruz gerek olsur ise...mesela ben cemaat demiyorum,tarikat demiyorum...tasavvusf bir terim...bir tasvir...vuku bulan hadiselerin hepsini bir kelime ile etiketleyip,tarih kitabının üstüne coğrafya yazmak gibi bi tuhaf hale geldi günümüzde kavram kargaşaları..bugün ben duysam ki bir kitap veya isim çok zikrediliyor hemen içime korku salınır...Allah cc ve resulunun sünneti bize yeter..derim..!!!

    yani sen fenomenleri söylemene gerek olmaz bende hem fikirim..katıyyen karşıyım...ama allah ve resulune olan sevdama , isim desem aşk anlamında "tasavvuf" derim veya demem..halin bir resmi.imamın en güzel haline bir kelime giysisi..hani ırci emrine ne deriz..razıye makamı..bunda beis varmı..demekle..?..yani kalbimi allaha bağlamak...aslı budur..uygulamaların çoğusu yanlış ve bidat üzredir..hatte şirke götürür..ben bunları asla savunmuyorum..tırnak içinde farklı yerden konuşuyoruz..kelimeler...!!!tarikat deseniz daha anlaşırız..
    yoksa ben şu hani türkiyede ve dünaydaki cemaatlerin icraatlarını gelip savunmuyorum ki dikkat buyur...bir kelimeye değindim sade..!
    vesselam

    Konu Henna tarafından (01-05-2010 Saat 01:21 ) değiştirilmiştir.
  10. Alt 01-05-2010, 01:25 #10
    emirahmedyasin Mesajlar: 1.121
    BeKKe´isimli üyeden Alıntı
    emirahmed selam ile..
    ben duymadım derken delil kabul etmedim..çünki şahsım 15 yıldır bir fiil tasavvufu araştırdım vesselam

    Hani ben cahil bir insanım çok fazla akademik terimlerin içine giremem bağışlayın.
    Bir forumda burçlar ve fallar üzerine münakaşa ediyoruz baktım biri çıkıp dediki kardeşim ben bunlara ömrümü adadım ve bunların islama aykırı olmadığı kanaatine vardım.
    Bende biraz duygusal çıkış yapıp kardeşim bunun hesabı sana soprulacak ömrünü nede boşa geçirmişsin demek isterdim ama diyemedim.
    Bu15 sene içinde neye kanaat getiriniz onu bize açıklayın yok eğer siz sadece kültürel araştırmışsanız ne ala yok epğer tsavvuf vardır islamdadır diye araştırmışsanız o zaman nasıl bu kanaate vardınız delilleri ile.

Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın

Bu soru sistemi, zararlı botlara karşı güvenlik için uygulamaya sunulmuştur. Bundan dolayı bu kısımı doldurmak zorunludur.