Geçmişti sanki yine hüzün bahşeden zaman
Sineme elem zerkederken ne kadar hiddetli ve yaman, sessizliğin busesinden bir an
Gün doğarken, umutlar kanatlanırken, ruhum firkati anmışken kalbimdedir hicran
Boyun büküyorum, ne yaşamışsam ah ediyorum, derlediğim figan elan içimde gam



Nedir bu feryadım, hissedilmeye hasret ahım
Yanıbaşımda farkında olmadığım ehl-i hal fukaralığım, zikretmeye utandığım
Ruhumu kuşatan bezirganlığım, şafağın vecdine hasret gözyaşlarım, ah figanlarım
Nerde kaldı hülyalarım, elimden tutmaz oldu andığım sevdalarım, yalnız anılarım



Böyle mi esecekti, ruhumu titretecekti bu rüzgar
Kalbi yakarışlarım sanki açmayacak bir bahar, niye sinemde dinmeyen korku var
Ne vakit ar için vecdine kanacak bu yakarış, hangi lahzada niyet-i aşk içimi yakar
Ömür biterken, takat terk edip giderken, göz fersizleşirken hasret-i sevdaya nazar



Canan ki, canını veda edecek aşk fakını yaşatır
Sevda ki ruhumu esaretten kurtarır, dünyalık adına ne varsa bu nefsime anlatır
Niçin aklım ve irfanım tercihlerimde medceziri yaşatır, muvazeneme neler yaşatır
O an ve beklenen vakit, içinde saklanan ibret-i aşk niye kalplerin firkatine ağlatır



Vurgu yemiş bir gemi gibiyim,anbean devrilirim
Nasıl bir derinliğin içine sürüklenirim, hangi şerait üzre mahçubiyeti ayan ederim
Nasıl bir yüzle ölümle yüzleşecek kadar kendimden geçer, haşyeti ternnüm ederim
Elhak bahtım için boyun bükerim ne vakit suyun yüzüne çıkacağımı kime söylerim



Mustafa CİLASUN