Alıp götürmüştü zaman
Ötelerin naifliğine, düşlerin payesine, hüzünlü nefesimle, hicran yine kalbimde
Onca yıl geçip gitmişti, nakşettiği motifleri renklendirirken, ah bırakmıştı sineme
Ne kadar umut beslesem, niyetin gerekçesinden habersiz bu nefesime omuz versem



Merakın ne olduğunu talim etmeden
Bahşedilen ne varsa bahtım için hamdına ram olduğumu bilmeden ve göçerken
Son bir nefes için neye ihtiyaçlı bulunduğumun idrakini, acziyetimle öğrenemeden
Ten ve tevdi edilen bedenim sukuta çekilirken, ruhum haşyeti temaşa ediyor olacak



Hangi figan hasredilse, sahipsiz kalacak
Maşuk için vakfedilen aşk, nasıl bir kalp için heyecan duyacak, gözler ağlayacak
Varlık adına ne varsa, çığlık çılığa kalan irfana muhtaş nefes olacaksa ki acınacak
İçinden çıkılmaz bir zaman badiresinde nefsim çaresiz kalacak, umutla bakınacak



Bir vakit sonra toprakta unutacak
Mezar taşları kırılmış olacak, ziyartet edenler kim bilir belkide kalmayacak
Okunan ezanlar ıstırap içinde ihmal edilenleri hatırlatacak,lakin çare olmayacak
Anlamına malik olmadığım ne kaldıysa ve hatta kayıtsızlığıma ne ibretle bakacak



Canan, canının dedinde bulunacak
Heves, suskun sokaklarda aranacak, bom boş kaldırımlar yadederek, acıyacak
Yazan kalem belki kefil olacak, umman gönlümde yaşayacak, kalbim ne aranacak
Gitmek neden bu kadar hicranla anılacak, hüzün ruhumu hiç yalnız bırakmayacak



Mustafa CİLASUN