Bilmeden ve merak ile talim etmeden olmuyor nedense
An bitse, ölüm kalbimle yüzleşse, ten cürüyüp figan etse hakikat şakıyor farketmesende
Yağmur yağarken, hüzün ruhunu kuşatan bir esrar-ı gamken gözyaşı akıyor istermesende
Ne vakit şafak ruhuma haz katacak, umutlar pervane olup hakikate ram olacak düşünsemde



Bazen dayanamayıp, bir yorgunluk sökün ediyor halime
Kuytu köşelerde sessizce nefeslensem, bir ah ederek derd-i gamımı ummana söylesemde
Gece gigan ediyor, seher ne kadar ibretle ahvalimin perişanlığını temaşa ediyor, üzülsemde
Uyanmak, uyku halinde ki gözleri açmak değil, hakikate kapalı olan hali şehretmek desemde



Ey nazlı, hilal ne söylüyorsun aşikar eyle lal olan halinle
Bir benmiyim, yoksa başka kimler var benliğimin kavlinde, umut nerde, emel hangi yörede
Neden azmetmek gelmiyor içimden, ruhsatlar artalıkta ayan olan bir avuntularken heryerde
Neden ihlas sinemde biçare kalıyor, samimiyet yalnızlığını yaşıyor vecd takatsiz kalıyor diye



Nereye gitsem ve hangi meşk ortamında aşkına erişsem
Hakikatin ne olduğunu idrakimle nefeslensem, yıllara sari ibretleri şehrederek yürüsem
Deniz çok dalgalı, dağlar sukut etmişler neden içim gamlı, sanki heryer perişanlıkla namlı
Kuş kanatsız, kız ne kadar acı ki saçsız, sabi niye merak içinde can çekişen sevdasız, sancılı



Kim define arıyor, atisi için neyi nekadar aşkla arıyor
Nefsi sevdalar, tensel dikkatler, dile gelen haktan uzak taraneler neden içimi acıtıyor
Oysa ölüm çok yakınımda ve hemde çok farkettirmeyen bir zarafet içinde arz edilen ne diyor
Niçin insan denen bu en muazzam ve müstesna varlık, tefrikalara meylederek heba ediliyor



Mustafa CİLASUN