Bir an esaret yaşatan herşeyden uzaklaşmak istedim
Sessizliğin rıhtımına çekilerek acziyetimi aşikar eyledim, içimin titrediğini hissettim
Yamaçlara çıkmak için meylettim, nefes nefese sanki hesabım için bir koşturma içindeydim
Kimi ne kadar dinledim, neden tercihlerimde infial içindeydim, günbegün niye sendelendim




Kaybolan yıllar içinde, hicran neden bu kalbimde
Suallerim bitmez tükenmezlik derdinde, idrakim ne kadar hakikatin kadrindedir eminlikte
Niye vicdan irademi nizam etmiyor, aklım nekadar tercihlerimde felaha geçit veriyor dinle
Şimdi yine bir keder var sinemde, hüzün salkımları umutlarıma sesleniyordu kendi keyfince




Bir çocuğu düşünüyorum gönül iklimimden
İster erkek olsun, ister nisa ne bekliyorlar kalbi olan cehtin ve vecdin yüce hakikatinden
Annesi ne biliyor, babası çaresiz akıl yürütüyor neden acziyet içindeler nefesin mühletinden
Ne gelirlerse ellerinden, emanet kavlinde bulunan en ülvi payelerinden, lütfederler nasipten




Neden sessizliğin lisanından habersiz canım
Ne kadar suskun çığlıkları gale alır ve gönlümü hasrederek ruhun yetisiyle anlamlaşırım
Maverayı nasıl anlarım, her esintinin mağdurluğunda kalan masum akidemi niçin aklarım
Neyin ne kadar farkındayım, ihsan ve takva için neden uzaklardan nazar eden bir hicranım




Kalbim sızlıyor, içim sessizlik içinde titriyor
Sessizliğin şehredilen vicdanı, birgün gözlerin kapanacak diyor, o an aşk acısı başlıyor
Neyin hasreti gönlümü burkuyor, aklım anlamak için kifayetsizliğini biliyor, gözler ağlıyor
Sahipsizlik adına ne varsa, yetim öksüz nefesler ne kadar mağdursa hoyratlığımı haykırıyor




Mustafa CİLASUN