Ne müşkil bir badireydi, merakı celbeden vakt-i haldi
Durdurak bilmeyen ne esrarlı bilmeceydi, yıllar dahi çözmeye yetmedi, sabır tükendi
Hangi gerekçeyle firkat için nefesler tertip edildi, akıl ve izan kalbi keşfetmeye yetmemişti
Niçin gerekçelere lüzüm görülmedi, hukukun bizzat yitik bir maklgibi mütalaa edilememişti



Gönül pırar misalidir, asla bir fırsatlara ram değildir
Kalbin ne kadar şehredilmeye muhtaçsa bizzat tarafından gatret lahzasında öğrenilmelidir
Neden şuur ve idrak ruhun dirliğinde vazgeçilmeyen ülfettir, hangi gönül kabul etmeyendir
Sinen hangi ikametin furyasında inlemektedir, niye nefsi telakkiler tercihlerin için hicrandır



Hep mi nazlanacaksın, aşkı nefsanilik mi sanacaksın
Ne vakit kuşkularından kurtulup, ruhunu esaretten kurtararak zanları kime bırakacaksın
Ne zaman halin deminden anlayarak, gönlünü hakka açacaksın, huzur içinde ağlayacaksın
Neden mahkum etmeyi bizzat hakın sanacaksın, vadedilen bir hesabı hiç gale almayacaksın



Gönül vefanın diyarı, aşkın feryadında ülvi farktır
Ancak iradesinden vazgeçen kalpler bu gerçeğin ve hakikatin şadında anlamlaşacaklardır
Yüreğine taş basmak, gözlerini pınar misali ihsan içinde sabırla bırakmak ne ülvi bir aşktır
Sevmeyi bilen vefakat bir karşılık beklemeksizin feda olmayı beceren iradelerde coşacaklardır



Bir nazar et etrafına, bizarlaşan canlara korkma
Ömür kumaşında meydana gelen hicranı yakinen ruhunun didarında yaşa, asla uzaklaşma
Suskun gönüllerin hüzünleşen feryadlarını umursa, enme lazım diyerek nefsanilikte yapma
Uyku bazen ölümdür, kalbinnin sahibi kimdir mühlet hangi hesabın gerekçesidir'i umutma



Mustafa CİLASUN