Sönmeyen günlerin sevdasıyla bir sefere çıktım
Ne kadar yorgunluğum ve yıllara sari solgunluğum varsa, gerilerde bıraktım
Bin bir umutla ruhuma ibreti nazarla aktım, asırlardır dile gelen aşkı bir bir yokladım
Semaya baktım, esinle tanıştım ve yüreğimin sayfalarını sürurla yeniden araladım




Sanki bir nebze susamıştım, adeta yıllardır susuz kalmıştım
Hangi yolun seferine doğru yol almıştım, kalbimin sesiyle aşka sanki ramak kalmıştım
Halin nidasından serdedilen ibreti, bizarlığın sahnesinde yine sessizce seyre dalmıştım
Nerede kalmıştım, ilimsiz ve edepsiz umudu nasıl telakkilere hoyratça bırakmıştım




Vicdanım sızlıyordu, lakin azimet için irademe bir hal oluyordu
Sosyolojik salkımlar, psikolojik yansımalar beni bana bırakmadan sürüklüyordu
Ne kadar kıt kanaat geçinmişliğim varsa ve fakat acıyarak bakan yürekler okununca
Hayıflanmaktan kendimi alamıyordum, hayata karşı bakışımı yeniden sorguluyordum




Ne oldum delisi olmak, bilinçi kaldırıp fırlatmak gibiydi sanki
Ahlaki mesuliyet mazinin en nezih sayfalarında, ülfetli nazarları bekliyordu illaki
Renklerin en can alıcı yelpazesini kuşanıp, gözlerime sokarcasına salınıyordu billahi
Edebi ve nezaketi merak etmiştim, tabii ki zarafeti ancak irfan telakkisiyle yad etmiştim




Çaresiz yine sessizce boynumu bükmüştüm
Kalbimi bitap bırakan bu halleri nasıl telakki ederek, mefkuremi derleyecektim
Aklın selimliğini, hangi muştularla izah ederek ruhuma biraz olsun teselli verecektim
Aşkı nasıl ve hangi gerekçelerle teneffüs ederek, Yunus misali gönüllere seslenecektim



Mustafa CİLASUN