ayasofya

Ayasofya Camisimi desem müzesimi desem ne desem bilmiyorum ama o guzel mekana ait resimler ve acıklamalar sizlerle.... Bizanslıların ve Türklerin en büyük mabedi olmuş Ayasofya hakkında inşa yıllarından başlayarak birçok ...


Ağaç Şeklinde Aç1Beğeni
  • 1 gönderen altun

  1. Alt 09-25-2009, 14:16 #1
    altun Mesajlar: 885
    Ayasofya Camisimi desem müzesimi desem ne desem bilmiyorum ama o guzel mekana ait resimler ve acıklamalar sizlerle....

    ayasofya
    Bizanslıların ve Türklerin en büyük mabedi olmuş Ayasofya hakkında inşa yıllarından başlayarak birçok efsaneler söylenmiştir. Evliya Çelebi bu tılsımlardan bahsediyor.

    ayasofya
    Akşemseddin'in ilk tefsir dersini verdiği pencere, soğuk pencere ismiyle anılmaktadır. Bu pencereden esen serin rüzgarın ilahiyet tahsil edecek talebeye zihin açıklığı verdiği inancı beslenirdi.

    ayasofya
    Ayasofya'nın güney tarafındaki delhizlerde bulunan oyuk bir taş Hz. İsa'nın beşiği olarak gösterilmekte idi. Kadınlar yeni doğmuş rahatsız çocuklarını bu beşiğe koysalar sıhhat bulacaklarına inanılmıştı.

    ayasofya
    Müslamanların inanışlarına göre Hızır, Ayasofya'da top kandilin altında namaz kılardı. 40 sabah aynı yende namaz kılanların Hızır'a rastlamaları mümkündü.


    ayasofya
    Hızır genelllikle bir derviş kılığında görünürdü. Eğer o anda tanınır ve eline sarılırsa dilenilen şey olurdu. Ayasofya'nın kubbesindeki 4 melek tasviri de birer tılsım sayılırdı.


    ayasofya
    Bunlardan biri de Cebrail sureti kanat takıp sayha vurursa (bağırsa) doğu semti ganimet olur derlerdi. İsrafil sureti sayha vursa batıda kıtlığa dalalet eylerdi

    ayasofya
    Mikail seslense kuzey tarafında bir asi ortaya çıkardı. Azrail seslense cemi alemde taun (veba) başgösterirdi diye itikad edilmişti.


    ayasofya
    Orta cümle kapısı üzerinde sarı pirinç tabuta benzer bir uzun sanduka vardır. İçinde Kraliçe Sofya'nın naaşı mumya olarak defnolunmuştur

    ayasofya
    Nice kimseler bu sandukaya dokunmaya cüret ettiklerinde caminin içinde büyük bir deprem ve velvele peyda olduğundan vazgeçmeye mecbur kalmışlardır.


    ayasofya
    ayasofya
    Taşın üstünde 1205 Haziran'ın 1'inde ölen Ehlisalib reisi Hanri Dandalo ismi yazılıdır. Dandalo buraya gömülmüştü. Lahid içinde bulunan zırhı ve arması Fatih tarafından ressam Bellini'ye hediye olunmuştur.


    ayasofya
    Evliya Çelebi unutkanlık hastalığına tutunanların Ayasofya kubbesi ortasındaki altın top altında yedi kere sabah namazı kılıp dua etmeleri ve her vakitte yedişer siyah üzüm yemeleriyle dertlerinin iyileşeceğini yazmaktadır

    ayasofya
    Caminin 361 kapısı vardır. Ama yüzü büyük kapıdır ve cümlesi tılsımlıdır. Defalarca saysak bir kapı daha meydana çıkar, ona dahi nişan koysak görmediğimiz bir kapı zahir olur '(görünür) tuhaf hikmettir.


    ayasofya
    Orta cümle kapısı üzerinde sarı piniç tabuta benzer bir uzun sanduka vardır. İçinde Kraliçe Sofya'nın naaşı mumya olarak defnolunmuştur.

    ayasofya
    Nice kimseler bu sandukaya dokunmaya cür'et ettiklerinde caminin içinde büyük bir deprem ve velvele peyda olduğundan vazgeçmeye mecbur kalmışlardır.

  2. Alt 09-25-2009, 14:19 #1
    altun Mesajlar: 885
    ayasofya
    Bunun üstünde "amud-u sagirmlerin (küçük direklerin) takı üzere bir mermer kitabe içinde Kud-sü Şerif'in eski kıblesi tavsvir olunmuştur. İçi türlü cevherlerle süslenmiştir. Bu dahi tılsımdır. Kimse dokunmaya cesaret edemez

    ayasofya
    Ayasofya'nın geride cümle kapılarının batı tarafı nihayetindeki dreklerden biri Terler Direk ismiyle anılmaktadır.


    ayasofya
    Bu rutubetli sütun önünden asırlarca, binlerce insan geçmiş ve türlü dertlere şifa ümidiyle uzattıkları parmaklarıyla sütunda derin bir çukurr bırakmışlardır

    ayasofya
    Kıble kapısının kanatları Nuh Peyamber'in gemisinin tahtasından yapılmıştır diye efsane vardır. Tacirlerin, kaptanların o kapının önünde namaz kılıp ellerini kapının tahtasına sürmeleri ve Nuh peygamber ruhuna bir fatiha okuyup sefere çıkmaları uğurlu sayılırdı.

    ayasofya
    Yürek oynamasına ve nefes darlığına uğrayanların Ayasofya içindeki kuyunun suyundan sabah erkenden aç karnına üç kere içerlerse iyileşeceklerine inanılırdı.

    ..Sahra... bunu beğendi.
  3. Alt 09-25-2009, 16:52 #2
    ..Sahra... Mesajlar: 147
    VE..

    160 yıldır kimsenin görmediği üzeri metal maske ve kat kat sıva ile kapatılan 6 kanatlı melek figürü ortaya çıkarıldı.

    Ayasofya'nın 160 yıldır karanlıkta kalmış bir sırrı gün ışığına kavuştu. En son Sultan Abdülmecid ve o dönem restorasyonu yürüten İsviçreli mimar Gaspare Fossati'nin gördüğü, üzerleri sıva ve metal maskeyle kapatılan 700 yaşında olduğu tahmin edilen altı kanatlı melek figüründen birinin yüzü açıldı.

    1.5x1 metre ebadındaki altı kanatlı melek figürünün yüzündeki metal maske çıkarıldı, 7 kat badana ve sıva kaldırıldı. Heyecanla beklenen an geldiğinde uzmanları bile şaşırtan sonuç ortaya çıktı. 160 yıl sonra gün ışığıyla buluşan mozaik çok iyi korunmuştu.

    Kültür Bakanı Ertuğrul Bakan Günay, 9. yüzyılda yapıldığı düşünülen ve Hristiyan inancında cennet kapısının bekçisi olarak da bilinen 6 kanatlı meleği Ayasofya Müzesi'nde bir basın toplantısı düzenleyerek tanıttı.

    Yıllardan beri köşeye sabitlenmiş gibi duran iskeleyi bu yıl yer değiştirerek kademe kademe Ayasofya içindeki bütün restorasyon çalışmasını tamamlamak üzere işe başladıklarını belirten Günay, bu çalışmalar çerçevesinde yeni ve önemli bir gelişme ile karşılaştıklarını söyledi.

    Yapının kuzeydoğu bölümünde yapılan çalışmalar sırasında Ayasofya için ve Hristiyan teolojisi için çok önemli bir çalışmanın bütün gerçekliği ile ortaya çıktığını bildiren Günay, "Serafim olarak tabir edilen Hristiyan teolojisinde bir anlamda cennetin bekçileri olarak bilinen en üst düzeyde melek tasvirlerinin çıplak gözle gördüğümüz kanatlarının orta yerindeki yüzün üzerindeki maske kaldırıldı ve yüz tasviri ortaya çıkarıldı" dedi.

    Bunun yaklaşık 1000'li yıllarda bir deprem sonrası yenileme çalışmalarında yapıldığının düşünüldüğünü vurgulayan Günay, şöyle konuştu:

    "900-1300 yılları arasında hangi döneme ait olduğu çalışmalardan sonra ortaya çıkacak. 4 tane daha var. Bunlardan iskelenin kaldırılmış olduğu köşede daha önce yüzü kapatılmış olan tasvirin yüzü açılmamış. Şimdi belki tekrar dönüp onu açacağız. Kalem işi diğer 2 figürün altında yine mozaiklerin çıkması ihtimali var. Bunlar en son 1800'lerin ortasında Mimar Fossati çalışırken bulunmuş ve o dönemde üzeri son defa olarak kapatılmış ve o tarihten bu yana bunu yeryüzünde gören kimse yok. Bugün ilk defa biz tanıklık edeceğiz."

    Osmanlı Döneminde Tasvirlerin Yüzü Açıktı
    Bu tasvirlerin İstanbul'un fethinden Ayasofya'nın cami olarak kullanıldığı 1700'lerin başına kadar yüzlerinin açık olarak bu mabette bulunduğuna ilişkin bilgiler olduğunu hatırlatan Günay, "Yani Fatih Sultan Mehmet Han'dan 3. Ahmet dönemine kadar bu tasvirlerin yüzlerini kapatmamışlar. Tasvirlerin yüzleri 1720'lerde 3. Ahmet döneminde yapılan bir çalışma sırasında muhtemelen koruma amaçlı, belki İslam inançlarına göre bir mabette insan yüzü benzeri tasvirler de bulunmayacağı için bir badanayla kapatılmış. Ama ondan önceki dönemde 1453-1720 arasındaki dönemde bunlar açık" diye konuştu.

    Günay, şöyle devam etti:
    "Heyecan verici bir çalışmaya tanıklık ettiğimizi, bir tarihi gün yaşadığımızı düşünüyorum. Tarihe göre bu tasvirleri en son Sultan Abdülmecit Han görmüş ve şimdi biz görüyoruz. Bu önemli bir tanıklıktır. İstanbul 2010 çalışmaları çerçevesinde önemli bir bilgiyi ortaya çıkarmış ve dünyayla paylaşmış oluyoruz.

    Ayasofya'yı sadece bu melek tasvirleri ile değil, bütün öteki el işleri ve mozaik çalışmalarıyla bu yıl içinde bütünüyle sahiplenmeyi ve 2010'da Avrupa Kültür Başkenti İstanbul'a yakışır bir şekilde dünyaya tekrar bu önemli mabedin, müzenin farkında olduğumuzu duyurmaya çalışacağız. Ülkemize, dünyamıza, insanlığa, kültüre uğurlar, hayırlar getirmesini içtenlikle temenni ediyorum."

    Kırıntısı Bile Dökülmeden Korunmuş
    Günay, daha sonra haber ajansları eşliğinde iskeledeki asansör sistemini kullanarak yüzü ortaya çıkan kanatlı figür serafimin bulunduğu kuzeydoğu pandantifinin üstüne çıktı.

    Günay, yaklaşık 50 metre yükseklikteki figürü gördükten sonra basın mensuplarına duygularını anlatırken ''Gerçekten çok heyecan verici. En son 160 yıldan önce görülmüş, sonra üzeri kapatılmış, yaklaşık bin yıllara dayanan bir tasvir mozaik. Son derece ince bir üslup var teolojide çok önemli kutsal sayılan bir varlığa ilişkin bir tasvir. Gerçekten heyecan verici. Özel bir heyecan yaşıyorum. Gerçekten hiçbir mozaik kırıntısı bile dökülmeden korunmuş bir tasvir" dedi.

    Vasilius Rüyasında Gördü
    İstanbul Üniversitesi Bizans Sanatı Uzmanı Dr. Feridun Özgümüş de bulunan bu mozaiğin çok şey değiştirebileceğini belirterek, bir benzerinin Ayasofya'nın güneydoğu pandantifinde de bulunduğuna ve bu tasvirin de yüzünün olabileceğine işaret etti.

    İkisi uçmak için 6 kanatlı olarak tasvir edilen bu melek hakkında bilgi veren Özgümüş, 4. yüzyılda Hristiyan mitolojisinin kurucularından biri olan Vasillius'a rüyasında böyle göründüğü için meleğin 6 kanatlı olarak tasvir edildiğini anlattı.

    Özgümüş, ''Bir de bunun bir bakışı vardır. Kavgacı, atılgan yerinde duramayan bir melekmiş. Onu anlatmak için bu şekilde çatık kaşlı olarak yapılmış'' diye konuştu.

    Ayasofya'da daha birçok tasvirin kapalı olarak bulunduğunu belirten Özgümüş, üst galerinde İsa'nın tahtının bekçileri olan birçok ''Kerubin'' tasvirleri olduğunu belirtti.

    Eklenmiş Resmin önizlemesi

  4. Alt 09-25-2009, 17:00 #3
    mus'ab Mesajlar: 331
    Bazı kitablarda yayımlanan ve tarihte yerini almış, ayasofya ile ilgili bir tarihi vaka: anlatılırki fatih sultan mehmet, istanbul feth edildikten üç gün sonra cuma günü surlardan içeri girmiş ve doğruca ayasoya'ya giderek orayı camii ilan etmiş ve cuma namazı kıldırmış. namazdan sonra ayasofyanın altında bulunan mahzen'de hristiyan din adamları nın saklandığını söylerler padişah ferman buyurur ve huzuruna, papazlar, getirilir. fatih ey papazlar sizler dalga geçiyor alaya alıyor ve şöyle diyodunuz eğer, kırmızı kar yağarsa osmanlı burayı ozaman alabilir kırmızı kar'da nasıl olsa yağmaz diyordunuz. işte ben burayı feth ettim ve bu mabedi camiye çevirdim
    bizim dinimizde zulüm yoktur sizler hür ve özgürsünüz.... padişahın bu yumuşak üslubundan cesaret alan papazlar. ey fatih. senin kılıçla aldığın ve camiye çevirdiğin bu mabedi gün gelece bizler kalemle geri alacağız ve islam ibadetine kapatacağız dediklerinde.. fatih sultan mehmet han hazretleri: Ellerini havaya kaldırıyor ve aynen şöle: ey Allahım benim camii eylediğim bu mabedi kimler ibadete kapatırsa! senin, meleklerinin, benim ve insanların laneti onun üzerine olsun. yaratılmış olduğu toprak vucuduna haram olsun diye dua ediyor......işte ayasofyanın bu günkü hali.........

Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın

Bu soru sistemi, zararlı botlara karşı güvenlik için uygulamaya sunulmuştur. Bundan dolayı bu kısımı doldurmak zorunludur.