Metin olmak için çalışacağım
Ruhumun ve kalbimin farkına vasıl olmadan nasıl yaşayacağım
Hangi edep ile saiklarini bulacağım, hiçbir korku ve kuşkuya sığınmayacağım
Bedelsiz ne var, hesap hangi bahar için ruhumun serencamını aralar, kime soracağım


Baş arının meramını anlamalıyım
Nasıl bir sevdanın eşiğindedir, hilkati ve azminde aklanmalıyım
Yıllara sâri miskinliği kime bırakmalıyım, gözyaşlarımla sinemi ahdine sunmalıyım
Var olan aklımı, zafiyet içinde ki irademi, gerekçesiz merakımı artık bu an bırakmalıyım


İnsan tekâmül eden muhteremdir
Ulvilik içinde zindeliktir, ruhu ve kalbiyle ne kadar latiftir, ferasettir
Mühlet niye verilmiştir, devam eden rahmet niyedir, karamsarlık ne kadar elimdir
Gam olacaktır, lakin umutla arınacaktır, muhabbet ve aşkla yol alan ne güzel bir sadıktır


İlm-i siyaset amali ve niyeti tanzim eden niteliktir
Ne hamasete muteber edilir, ne de o tamahkârlığa edilen rağbet değerlidir
İnsan muhakkak ki sahipsiz ve nedensiz değildir, yoksa tefekkür etmek avare iştir
Elzem olan maksadı ve fırsatı hakikat cenahının firkatine sunmak en güzide olan şevktir


Zül addedilen politika ne için garabettir
Milleti asırlardır kandırmış ekâbirlere nasıl rahmet nazarıyla yâd edilecektir
Peki, satılmışlara ne söylenecektir, devlet-i âlinin malını devşirenlere ne söylenecektir
Gasp eden, hukuku çiğneyen, yetkisini tatmin aracı eyleyene nasıl bir hüküm verilecektir


Bu milleti tefrikaya ayıranlar kimlerdi
Fraksiyonları gayelerince her semtin meydanlarında yeşertti, sonra emretti
Bir neslin lider nefeslerini hunharca katletti, cezaevlerinde gönüllü köleler ne bekledi
Kendi öz evladına silah çektirildi, emre itaat şarttır dendi, peki, o palazlananlar kimlerdi


Seçen kim, seçtiren kim, akıl tutuklu mu kaldı
Onca cahillik ve garabet hangi hesaba bırakıldı, istikrar ve güven not aldı
Milletin evladı, emeklisi yaşlısı, fakir ve mağduru, neden itibar ederler, yoksa yanıldı mı
Dâhili ve harici anlamda dile gelen ne varsa, kıtalar arasında sayfalar aralandı, anlaşıldı



Mustafa CİLASUN