Bilirim ki fevkalade hüzün içinde sabrı nefeslenirsin
Gelen, geçenin nazarında erirsin, bir sual etmelerinden çekinir ve büzülürsün
Neden hasretin firkatindesin, umutlar için açık denizsin, peki, niye bukadar kederlisin
Şehrine malik olmadığın neler var, yoksa korkular mı yüreğini yorar, nar için üzülmeyesin



Seni senden alan nasıl bir umuttur, hüzün yağar
Hangi dağı ansam, temaşa ederek hicranıyla dağlansam, sinesinde ki sabrı yoklasam
İçim titremeye başlar, ne kadar figan etsem kifayetsizliği sinemi yakar, bu gözlerim ağlar
Öte her vakit kalbimizde, nefsi derbederlik tercihimizde, peki akıl ve izan hangi yerde sızlar



Sanki umutlar uçmaya amade bir kuş gibidir
Lakin nasıl bir gönül lisanı ki, fevkalade kargaşa içindedir, neden hep yanlışlar bizimledir
Ne kadar ah etsem, akan gözyaşlarını silip sefil halimi düşünsem, o hicran söyle kiminledir
Muhakkak ki acziyet taltife tabi değildir, peki o zaruret hangi mananın şehrinde kalbimledir



Artık ömür ağacı eskimiş, yapraklar dökülüyor
Hangi dala baksam ruhuma bir sızı bahşediyor, kalbi temayüllerim neden sancılar çekiyor
Artık umudun şafağımda, seherin o sukutu zatında, doğmayan güneşin sabrı neyi bekliyor
Gel artık bir iksir-i sürur ver, nefesin hülyasından hissedilen şevkt nasıl bir vakte imreniyor



Neden böylesi bir halvetin içinde nefeslenmekteyim
Neti murat etmekteyim, geçip giden zamana nasıl bir aşk-ı nazarımla mana atfekteyim
Ne olur çok görmeyin, akıp giden an için ruhumun hicranını hürmet ederek aşkla dinleyin
Nefesin sahibi kim, kalbin lahzasında bünbitleşen aşk hangi iklimin, sevgi bedelsiz hissedin



Mustafa CİLASUN