Evet, geçmiş zamanlarda kaldı sanırım o yakarışlar
Kimi hicran içinde çırpınışlar, kimi zaman kalbini inşiraha adayıp aşka kananlar
Ruhunun ve vicdanının dirliğinde ki vecd ile anlam bulanlar, hakikatte yol alanlar
Hangi lisanın idrakinde kelimelerin rüknünde ki heyecanı kollarlar, kutlu soluklar



Su akar, insan niye akletmez ve umursamaz bakar
Kar niye yapar, kabirde kim yatar, mizan hangi vaktin mecraında aşk ile yakar
Neden sinemde bir kor var, kalbim ihsan ve ilhamdan medet umar, uykum neden ar
Korkuyla anlamlaşacaktır o umutlar, surura gark olmadıkça kuruyacaktır ağıtlar



Aşka aşina olmuş bir gönül yas tutar ve korkar mı
Nedametin içine dalarak umutları kurutarak, hiç sevdanın vecdiyle aşka bakar mı
Kalbinde anlamlaşan bir narı hissetmeyen can, hesabın kadrinden hakla korkar mı
Ruhsata sığınan, azimet anlamayan, ruhun inhisarında anlam bulmayan coşar mı



Hangi taşı elime alsam, o an kalpler aklıma gelir
Yürekten ayrışan farkını fark etmeyen nefese ne denir, hidayet, ihsan için dua edilir
Vaktin ruhun, kalbin için ne anlama geldiğini merak etmeyen gönüllere ne söylenir
Neden dile gelen aşk telakkileri, nefsi anlamda zikredilen teennileri edep saikisidir



Can çıkınca, kalp sukut ile vaktini sorunca gamdır
Yaşanmışlık ne varsa, unutulan bir hesabın rahlesinde tedrisatı bekleyen hicrandır
Peki, canını cananına hasreden nasıl bir vecdin içinde ki naif nefesiyle bir vuslattır
Cennet ve cehennem kalbin bizzar içinde var olan esrardır mekani olmak zamandır



Mustafa CİLASUN