Ne zaman sessizlik pervazlarında asılı kalsam
Ruhumun nidasını kalbimin sayfalarından okusam, hüzün ve sen çıkarsın karşıma
Bazen sorarım hoyrat bir nazarın figanıyla, ne vakit umutlar şakıyacak mahzun bahtıma
Dayanamam, gözyaşlarımı tutamam, hicran yakarışlarım başlıyor hıçkırıklar her yanımda



Neden susarsın, umudun şafağında ayaktasın
Gözyaşların neler anlatıyor, hazanın en masum çehresinden muştular için mi yastasın
Hangi niyazın farkıyla kalbi inşirah için gayretinle varsın, neden hicran içinde sabahlarsın
Gönül şirazeni, vicdan payeni, izan gerekçeni, hasret firkatini, yıllardır uhteleri uyutursun



Yazdığın her namade bir dram var ey suskun yar
Nefesin zerresinden hasıl olan umutlar, sabırla derlenen bahtın intizarımıdır ey yağan kar
Neden virane halime gülüp geçerler, sakladığım heveslerle alay ederler söyle hadi, ey nazar
Hakikat ne vakit kalbimdeki nihalleri kurutmadan günyüzüne sürurla çıkartır ey nazlı hilal



Ezanlar okunuyor, niçin içim acıyor bu vakitte
Bir sesssizliğin ahengi var sangi gönlümün ta derinliğinde, vaktini bekliyor aşk-ı hakikatte
Neden hüzün yüreğimi burkuyor, yerde sürünen yapraklar ne söylüyor dinle onu hikmette
Seni anlamak, gözyaşlarınla umuda sarılmak, farkı fark ettiren ihsanı o an koklamak nasipte



Sanki kollarım kırık, aklım ne tuhaftır ki bu an alık
Hüzün her yanımı kuşatan bir refakatçi misali sinemde ikamet ediyor yine ne kadar sadık
Neden bizarım açık denizlerin efkarıyla abadım niye kayıp yılları idrakin mecrasında ararım
Hangi nefesin irfanıyla ayakta kalanım, dinmiyor figanım, mecnunu andıkça sessiz ağlarım




Mustafa CİLASUN