Şimdi ne söylesem, bu feryadımı ayan etmeden uzlette nefeslensem
Sessizliğin asudeliğinde, gönlümün hüzzam perdelerinde eğlensem
Kalan nefesimi aşkına hasredip bir lahza olsun o şevkinle hislensem
Tutuşan yüreğimin hicranını, ummanın vecdine sessizce eriştirsem



Ruhumun abad olan bu halini nasıl hakikatin meşkiyle serinletsem
Vehmetmenin sudurundan ar ederek, aklı selimliğe azimle yönelsem
Bu esaretin içimi titreten o nefesin şadıyla yolun selametine erişsem
Hiç değilse ağlayarak gülsem, mütebessim nazarları aşkla şehretsem



Hani vakit nakittir derler, lakin bir gönlün hicranını nerden bilirler
Mevtin o diriliş sahnesinde, kabrin hazin yolculuğunda aşkı isterler
Sevdanın tutuşturan şadında, kalbin hüzzam ocağında o an geçerler
Neden dil lal olur, bir burukluk sineyi kuşatır durur elan hissederler



Gözyaşlarını, nefes nefese bırakan hıçkırıklarını bir bade için dilerler
Can çıkmayınca huy çıkmazı bilmemki hangi aklın saikinde söylerler
Nizam edilmeyecek nefs için, neden umutla beslenirler, bir af dilerler
Neden acziyeti baht olarak düşünürler, akıl idraki gayretten ötelerler



Neden miskinliği bir gaye edinmeyi kader bilirler, aşkı hissetmezler
Nefesin, eminlik içinde tasnif edilen gayelerin ulviyetine erişmezler
Akıl muhakeme içindir, idrak ruh yetisidir, hukuku hiç öğrenmezler
Bu hal üzre nasıl niyazın ihsanı için umutları beslerler, ecri isterler



Mustafa CİLASUN