Ne meyyitin lal olmuş bu hazin hali, ruhumun bizarlığına kefil
Ne derdimin izmihlali, tarihimi reddi miras etmem için kafidir
Ne akmayan bir su ve nede ufku kararmış nefsi korku aşka erişir
Ne dillenen sevda hevesin bendinde aklı selimlik için bir ülfettir




Ney aslında hilkatiyle ve aidetiyle müreffehliğe eriştiren manadır
Onun vecdinde dile gelmiş suskun çığlıklar kalbin hicran ağrısıdır
Yüreğimde dinmeyen bir hüzün, hazanın sancısından aşkı nidadır
Şimdi ağlamak ve hıçkırmak zamanıdır, akıl için düşünmek kardır




Sanki yitik bir nefes gibiyim, derinlerin akseden vecdinde miyim
Neden her vakit sine-i sevdadan emin olmayan bir zavallı abidim
Niçin seherleri bekleyen, onun feyziyle ruhunu ram eden değilim
İhsan için nefsiyle bedelleşen, hesabı nakit ödemeyen bir afiyetim




Yolun kenarında yatanları gördüm ve fakat kalbimden haya ettim
Hani ecrin, vefayı hakikatin dedim, nazarlarımı utanarak gizledim
Temaşa eden o hazin sahneyi görünce, nedense kendimden geçtim
Birden titredim ve burukluğun feryadıyla sessizliğe çekilip inledim




Sualler hucum ediyordu, muhakemem unutulmuş bir sandık dosttu
Neden aklı evvellik, gereksiz ve gerekçesiz kepazelik ruhumu boğdu
Hani gönül bekareti, vicdanın eminlik hali, iradem için aşkı soluktu
Niçin kaybolmuşluk hali önyargılar mecali, aklı ve sevdayı korkuttu



Mustafa CİLASUN