Ruhum hüzne sevdalı, çektiğim çilelere sabretmek kalbim için bir vefdaydı
Şöyle bir geriye dönüp baktıkça, nefdesin müddeti yaklaştıkça cefa ne sevdaydı
Aşkı hakkıyla terennüm etmeyen, aşkın suhuletinden ne kadar anlardı ve ağlardı
Asudeleşen hicran ömrün insicamında şevk ile nefeslenilen bir efkarı maslahattı




Niye biçareyim, gönül lahzasında inleyen bir haldeyim, fakirliğin pençesindeyim
Dile gelen esareti neyleyim, ruhun aşka hasret çeken sudurunda biçare divaneyim
Yıllara sari bir sükut içinde hikmete ram olan melalimi sabırla ve aşkla demlerim
Sessiz ve sakin bir köşeye çekilir, bahtımın burukluk yaşatan busesine imrenirim




Ne ferhata gıptayı nazae ederim, ne şirin için gönlün hüzün çehresinde serinlerim
Ruhumu şad edecek, yüreğimi şevk içinde surura erdirecek,nasibime ey hak derim
Hali fakirliğimle iktifa ederek, şuur ve idrakin sahiplerine imrenerek nefeslenirim
Demek ki bir ömür, müddeti nefesle tanzim edilen için, iradeyi azimete akıl kefil




Hazan bir başka anlatır melali aşkını, suskun kalan ağıtlarını, aşkın farklılığını
Düşen bir yaprağın sararması, güç ve takatten boşalması kim için anlam bulacak
Hastane köşelerinde, mapus evlerinde umut nasıl şaha kalkacak, aşkla buluşacak
Kan damarda ne kadar aksada, akıl ve izan idrakin feyzini kuşanmayınca susacak




Evet, gözler çaresiz ve fersiz birşekilde bakacak, hal aranacak, kim sahip çıkacak
Suaalller hiç durmayacak, ruhuma hüznün sağanağını akıtacak, su durulmayacak
Zaman mekansızlık yaşayacak, lisan kimseye bir mana ifade etmeyecek, susacak
Ancak bir gönül ki o aşkın ve feyzin şumulünde filizlenen ve esini zerkeden olucak



Mustafa CİLASUN