Yüreğim yanık...
Gözlerim deryalar serencamına meftun ve işyiyak içinde kalmış bir sanık
Nereye baksam, idrakim için ibretle bir bir sıralasam, irfanıyla mücehhez olsam
Hak ve hakikatin rahlesinde kalbim için inşirahı yaşasam, gönlümü aşkla açsam


Kaçtığım ne varsa...
Korkularım bu kadar tutsak bırakan bir zansa, ruhum prangaların sultasında
İçim ne kadar yansa sevdaya ulaşmak sinem için bu kadar ıraksa elbette hiç sorma
Ne ağlamak kar ediyor acıma, ne umut har veriyor ruhuma, aşk demini almayınca


Niye korkuyorum...
Bilmeden, tedrisatın azmine girmeden ve akıl melekesini hasretmeden soluyorum
Vadedilen ne varsa, rahim olan Cenabı Haksa, adil olmak bizzat onun sıfatıysa
Neden bizar oluyorum,Rahmeti nefeslenmekten korkuyorum, acziyetle yaşıyorum


Ne umuyorsam...
Azim ve gayreten ari olarak,sıhhat ve vucubunu anlamayarak, ellerimi açıyorsam
Cehdin ve muvazenenin inşirah için elzem olduğunu bilmiyorsam,yine umuyorsam
Suya muhtaç fidenin, güne hasret bir çilenin, sükut etmeyi ar eden arifi anıyorsam


Ölüm denen nimeti anlıyorsam...
Heveslerimi, keyfiyet denen melaneti, zevkin anberine gark ediyor ve bekliyorsam
Sabrın rahlesinde, kuytu köşelerin derinliğinde, meşkin senasına aşkla erişiyorsam
Varsa bir kötülük, bizzat kendimden ve sinemin dehlizleriden olduğunu biliyorsam


Çaresiz susuyorsam...
Anlamak için müddet demeden koşuyorsam, bir ecir için nefesi aşka hasrediyorsam
Sevdayı,hal ikliminde dile gelen gülü lahzayı,edebin lehçesinden sudur eden o anı
Bahşedilmiş bir nimet olduğuna inanıyorsam ve şeksiz şüphesiz öyle yaşıyorsam



Mustafa CİLASUN