Fecrin kuşatan sessizliğinde
Halin ibret bahşeden idrakiyle dalmıştım yine, alıp götüren hasretin aşk esinine
Bir loşluk ihata etmişti birden bire, tefekkür sahnesi perdelerini açmıştı hüzün güftesiyle
Ne kadar çırpınsam, çare bulmak adına umuda sırılsıklam sarılsam olmuyor bir vesile



Hasta kalbim, bir matem içinde kelam-ı kadrim
Şehrine vasıl olamadığım ahdim, yüreğimi dağlayan elemli bahtım, kime şikayet ederim
Çaresiz sabrı nefeslenirim,nasibi vuslat olması için niyaz ederim, ah kalbim bak sessizim
Kim ne söylerse boyun bükerim,bir mecnun misali derdin tedrisatından umutla geçerim



Sine-i melalimde her vakit mevdim sonbahar
Ey aşk, söyle akıl niye alık alık bakar, yar izanımda ne arar, sevda vuslat için mi bahar
Durmaz gözyaşım akar,içim niye kan ağlar, nazar eden nefesler efkarımı ne kadar anlar
Gönül kaybolan yıllara umutla bakar, ibreti paye olması için aşk, hala yüreğimde yaşar



Ömrüm sanki zemherinin lahzasında içim sızlar
Ne kadar mahzunluk var ise ruhum titreyerek ve ibretle anar, hasretin fırakında aşk var
Sevda niye hicran ile yüreğime akar, yalnızlık yalçın kayaların lisanında bir başka ayar
Ey hak, her halimi bilensin, müddeti nefesin yegane sahibisin, kalbimdesin niye kar yağar



Minareler arzı endam ediyor, göğe yükseliyor
Şerefeler mahzun bir şekilde müezzinleri bekliyor, sabrediyor, kanaatle sana yöneliyor
Okunan ezanlar anlayanlar için neler söylüyor, dil-i kadim için niye yabancılık çekiyor
Tarihim, atim adına haya ediyor, arşivler ne dile geliyor ve ne de nefesleri çelbediyor




Mustafa CİLASUN