Böyle mi olacaktık
Yılların kaybolmuşluğunda umtları hangi sahile bırakmıştık
Hiç yılmadık, sadakatle sımsıkı yürekten barışmıştık
Gül koklamıştık, laleyle anlaşmıştık, kadreyle yol alıp hüzünle vedalaşmıştık



Ne oldu şimdi ahdi vefamıza
Kaybolan muhabbetli cenahımıza, kalbimizin hicran ile arkadaşlığına
Aylar geçti, yıllar bir bir tükendi, anılar durmadan tazelendi ağlattı şanına
Böyle mi olacaktık, bizde mi bir ayrılık yaşayacaktık aşk yolunda



Dil sustu, gönül mahzunluk içinde bir köşeye pustu
Umutlar avarelik içinde ve şakınlık kadrine çırpınışlarla bir kırlangıç misali uçtu
Ne hal, ne yar ve ne de bir ar ruhuma şerh ederek aşkı konuştu
Ne olmuştu, neden böyle bir hal sinemde anlam bulmuştu ve sürurun harını uçurmuştu



Artık gördüğüm düşler neye yarar
Beklerim umut içinde, gönül kapımın açılmasını Rabbim aralar
Yüreğim kanar, ruhum bir perişanlık yaşar, şimdi efkarımı bilmem ki hangi gönül anlar
Gözler ağlar, umutlar mahzunluk içinde kanarlarını çırpar, aşk niye elemi içime koyar



Nereye baksam, gözlerimi kapatıp hülyalara dalsam
Açık denizlerin dalgaları arasında kaybolsam, deryaların hicranıyla gönlümü ağırlasam
Bilmem ki ne yapsam, kitabı celilin sayfalarında nefeslenip ruhumu bir kez daha yıkasam
El açıp yalvarsam, acziyetimle sahibime hali perişanlığımı bir bir anlatıp sabahlasam




Mustafa CİLASUN