Hasretin esartiyle ruhumu meftun bıraksam
Kol kanat germeden, mahzunluğumla sevdanın kollarında bizar olsam
Ne kadar anlatsam, takatten azat olup sürurla suhuletini ansam
Ağlasam, hıçkırsam da aşkın kanatlarında ülfeti yaşasam




Gecenin serencamında yalnızlığın hicranındayım
Ne kadar ah çeksem de aşkın ferahlığında hüznün latifliğini solumaktayım
Bilmem ki niye korkarım, edebin sağanağında yalnız sabahlarım
Ne kadar çilem varsa, bahtım için ellerimi Rabbime açarım




Ey şad olan aşk, kalbimin mümbit toprağındasın
Ruhumun sancaktarlığını yapmaktasın, söyle niye hasret yaşatmaktasın
Umutlarım için en ulvi bir cenahsın, naifliğinle sinemde arsın
Dile gelmeyen ne kadar kelimeler varsa, sen onların lehçesinde saklısın ve harsın




Sükut ettiriyor şimdi bahaneler, suskun hevesler
Hakikatin inşirahına ram olmuş, gönlünü aşka hasretmiş ey aziz nefesler
Dile getirin hicranımı ve gönlümü bitap bırakan sancının abadını arifler
Umman kalbimde, ruhum bilmem ki hangi gönüllerin yadettiği serzenişler selinde




Ömrüm bir hiç gibi geçti, esinle kelam yüreklere seslendi
Nefesler mısralarda yer etti, gönülden serdedilen hüzün efkarla niye kavilleşti
Artık vakit geldi, gözler hasretin temaşasıyla hevesleri aşka teslim etti
Umut, her zaman yüreğimde filizlenerek halin ikliminde sevda ile yüzleşti



Mustafa CİLASUN