Daldım ummana yine efkârıma kandım
Dağlanan sine-i melalimle bilmem ki niye hüzünle hep yaşadım
Andım, anacağım kadar, bandım banacağım eleme ne vakit nasip olacak bahar
Ah gönlüme kederi eken nazar, ne vakit hülyalara dalsam yinede hicran gözden akar


Lakin derdim gam değil, ülfettedir har
Bir gün yakacaktır haşyetiyle anlamlı nar, ey kar, gönlümdedir ar
Gönlümde ne yar var ve ne de suhuletini payidar eden nazar kar, hasrete kanar
Bin hüzün çöktü yine gönlüme ey kalbimin sahibi yar, hazan niye bu yüreğimi dağlar


Firakına ram olduğum erdem kimde
Nasibi hak olmazsa, dirliğim ne şiddetli avare, aşk iksiri gönlüme
Dil lal oldu yine, gözler katrenin zahirinde, düşünmek niye mukadder halime
Esin ver melali ahvalime, kalbi inşirah demek hala ötelerde, ayetler yâd ediyor yine


Ne vakit bu kitabı celili elime alsam
Hiç usanmadan hilkatine ram olsam ve uykumdan hazla ayılsam
Maveranın meftun bırakan iklim kuşağında hesabı yudumlasam ve ağlasam
Hiç arkama dahi bakmadan kalbi lekelerden kurtulsam, ruhumun hicranına kansam


Ne ağır geliyor nefesin bizarlığı yine
Daralan göğsümde bitmeyen bahane kepazeliğime eşlik ediyor öyle
Bu bedbin aldırmazlık bilmem ki niye, kulluk yapmak nasip mucibinde söyle
Ah kederle derlenen, hüzünle ahenkleşen gönlüm durma sen böyle iltica etmeli Rabbe


Ne dostlar gelip geçti, mazileşti gitti
Nağmelerin dile getirdiği hicran kimlerin yüreğinden sancıyı har etti
Suskun kalbim bak yine boynumu büktü, gözlerim yaşlarıyla hissiyata gam ekti
Kim burukluğu hakkıyla bildi, göçüp giden nefesim, edebin letafetinde mana yeşertti


Bir gün yâd edilip, esin filizlenecektir
Bu aşka amade olan gönlümün hicranı, mefkûremde küllenip gidecektir
Dal kuruyacak, yapraklar düşecektir, bekleyen toprak idrakime ne söyleyecektir
Hasretin nevi, sevdanın asudeliği, dilin edebi cazibesi, o hakikatle bütünleşecektir



Mustafa CİLASUN