Aldı bütün şevkimi sineme ekti hüzün
Ne kadar dile gelen güz var ise şimdi sinemde pek sökün
Ey esrarı ar, ey hazana salan kar, ey ruhumu hicran elinde bırakan har
Ne olur yüksünme, derdi gamım ile üzülüp kederlenme, razıyım ben bu sızıya


Gönlüme duçar olan dalgalar ne hazin
Hüznüm açmayan bir bahar misali fevkalade küsküne akın
Ey avare aklım, iradeyi hicranım, neyleyim ki artık ben virane bir canım
Nerde bir elem görsem, ruhuma nazar ederek serinlik versem, dinmez efkârım


Aldı götürdü o ihtişamlı nazarın nerde
Sanki yâd ellerin ilzam olan en hicranlı nefesinde sinemde
Baş edemediğim kederim alıp götürüyor hüznün esininde bekleyen edebe
Şimdi murat eylediğim hakikat, gönül sayfamı açarak çağlayıp sürura akacaksa


Gel ey esini meftun bırakan hazzı aşk
Her ne hikmetse nasibi ak olacak sinemde sudur eden fark
Bir baktın, sinemde mümbit bir koku bırakarak uzaklaştın, halimi dağladın
Bir an dahi olsa, temaşa eğlediğin her vakıada, gönül boşalıyor umman hazzıyla


Açıldı gönlüm, sökün ediyor bak esinim
Dile getirdiğim ve sinemde demlediğim o merakı hasretin
Yetti bir ömre bedel olsa da, ruhumun hicran damlaları mütemadiyen aksa da
Nefesim vakti mutlak olunca, kalbim ram olduğum hasretin o edebiyle coştukça


Kanıyorum içli içli, yanımda olmasan da
Neyleyim ki bahtım sabrın kollarında, hakikati aşk farkıyla
Her gecenin hüzünlü matemi sineme elemi zerk edince, hissiyat sancı içinde
Ne söylerim, her ne nasip olmuşsa itirazsız boynumu bükerim, aşk esinindeyim


Bir kor ki sinemi haşyetin kollarına bıraktı
Hazzı sevda olunca ne aklım kaldı ve ne de hesabın hülasası
Her eşiğin kadrinde idrakin farkı hardı, niyet halis olunca nasibi hak ihsandı
Kul niye nedamet içinde nefesi sahipsiz bıraktı, illaki irfan edep içinde aşkla ardı


Mustafa CİLASUN