Bir hikâye: Bir Batılı çok yalnızmış, bir Doğulu da çok yalnızmış Batılı cehenneme gitmiş, Doğulu cennete gitmiş *

Yalnızlık o denli hüzünlüdür ki, onu sadece düşünmek dahi insanı ağlatır Uçsuz bucaksız bir çöldeki tek ağacın bir başınalığından çok daha dehşetlidir yalnızlığımız. Ağaç sürekli bir teklikten muzdariptir oysa biz yalnızlık girdabına bir batıp bir çıkarız. Kurtulmak için yaptığımız her deneme hüzün defterine yeni bir sayfa ekler Ve hayat, hüzün defterlerinin dev bir külliyatı olur çıkar.

Çevremizdeki bir dolu insan ne yapabilir bu yalnızlığa. Devâ olmayı bırakın, ızdırabı artırırlar Ne kadar garip ve ne kadar yalnız olduğumuzu kuvvetlice vurgulamaktan öte bir marifetleri yoktur. Oysa deneriz bir umutla sürekli: Ah bir anlayan ah bir dinleyen olsa… Fakat dost dediklerimiz bizden yüz çevirmek için küçük bir falso beklerler, hafifçe bir sürçsek, söylenmemesi gereken bir sözü söyleyiversek “Ben de bunu bekliyordum” dercesine yaralarlar kalbimizi. Vefasıza verecek son bir buruk tebessüm daima vardır cebimizde Bu tebessüm, yalnızlığın mutlak olanına yapılan bir girizgâhtır

Ve gecenin karanlığında yalnızlığın türküsü çınlamaya başlar kulaklarımızda. Belki de şeytanın sesi, filozofu delirten de bu ses olsa gerek “Ne için uğraşıyorum, ve kimin için? Neye inanıyorum ve niçin? Ve ne kadar yalnızım!” Varlıkların hepsi manasını yitirir, hepsi acı verir çünkü, sonra “varlık” kavramının kendisi de anlamını yitirir ve niçevo’**ya yolculuk (Turgenyev’e selam) Belki de tek felsefe budur belki de felsefenin sadece ölümden bahsetmesi gerektiğini söyleyen doğru soyluyordur Bahsetse ne olur? Çözümsüzlüğün içinde bir yalnızlık, sonra bir tane daha …İntiharın yamaçlarında çiçeklerin kokusu değişir ve deniz o kadar da mavi gözükmez. İnsan ve dünya arasına bir de bedeni girer ve eşya donuklaşır Dünya, akvaryumun gerisinden bakıldığında çok belirsizdir(Hatta yoktur İmza:Sofestai). İman nasip eden Rabbimiz’e hamdolsun

İman ışıktır Çok kuvvetli bir ışıktır, zayıf dereceleri bile kainatı aydınlatabilir Senin ve benim kalbimizi acar yalnız olmadığımızı öğretir.Gecenin karanlığında da mezarın dibinde de yalnız değiliz Dünyadaki kotu insanların tamamı ölse ve sonra geri kalan birkaç insan daha ölse yine yalnız olmayacağız O zaman da şeytanın türküsüne karşı bize selam getiren melekler olacak, o zaman da kalbimiz olacak ve o zaman ve her zaman Rabbimiz olacak

Şeytan iş ve işçi bulma kurumuna müracaat etmez. Karartır bazen ışığı habersizce sen de omuz verirsin ona insanlara dönersin tekrar, “yalnızlığıma devâ olun” diye .Ama olmazlar, çünkü olamazlar anla artık Ne vakte kadar yalnızlıktan dem vuracaksın? Derdi bulmuşsun daha derman arama (Ama bilirim seni ararsın!)

Şeytanın türküsüne vokal yapana söylenecek bir şey yok O tarifsiz hüzün içinde,nefs, bir lezzet bile bulabilir (Lezzet ve acının yüksek dereceleri arasında bir geçiş kapısı olduğunu düşünenlerdenim) Vokalist, sefilliğe ve rezilliğe övgüler düzmeye koyulur.

Yalnızlık “bazen” hiç ama hiç hüzünlü değildir


(alıntı Firaset.net)