ATATÜRK'ün CENAZE NAMAZI KILINDI MI???

Mustafa Armağan'ın yazısı Atatürk'ün cenaze namazı neden camide kılınmadı? Hatta Atatürk'ün cenaze namazı kılındı mı? Anadolu Ajansı'nın haberine bakılırsa evet, kılındı. O sırada ajansın muhabiri olarak töreni takip eden Cemal ...



  1. Alt 11-13-2008, 10:13 #1
    el_feta Mesajlar: 1.168
    Mustafa Armağan'ın yazısı

    Atatürk'ün cenaze namazı neden camide kılınmadı?

    Hatta Atatürk'ün cenaze namazı kılındı mı? Anadolu Ajansı'nın haberine bakılırsa evet, kılındı. O sırada ajansın muhabiri olarak töreni takip eden Cemal Kutay'a göre de kılındı, başkalarına göre de. İyi ama neden herhangi bir görüntü yok ortada? Madem kılındı, tek bir fotoğraf karesi olsun neden esirgendi milletten? Sessuzluk

    Bir adım daha atalım ve artık sorulmasının zamanı gelen, o ucu zehirli soruyu soralım: Atatürk'ün cenaze töreni boyunca neden hiçbir dinî simgeye yer verilmedi?

    Şimdi bunu sordum ya, birtakım işgüzarlar buradan kim bilir kaç demet nane devşirecekler. Vay, Atatürk'e dinsiz dedi, falan filan. Yahu burada ölmüş bir Atatürk'ten söz ediyoruz. Kendi cenaze törenini kalkıp kendisi düzenleyecek değildi ya. Törenin birinci derecedeki sorumluları, o sırada cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü ile Başbakan Celal Bayar ve bir de Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak'tır. Görünüş böyle. Ancak her üçünün de cenaze namazı camilerde kılınmıştı ve 'dinsel simgeler' şöyle ya da böyle eşlik etmişti son yolculuklarına.

    O zaman tekrar soralım o zehirli soruyu: Atatürk'e bu 'ladinî' cenaze törenini kimler düzenledi? Dolmabahçe Sarayı'ndaki tabutunun etrafına o kocaman 6 adet meşaleyi kimler dikti? (Güya Cumhuriyet Halk Partisi'nin 6 okunu sembolize ediyordu bunlar. 'Meşaleler ebediyete kadar yanacaktır', diyordu zamanında yayınlanan bir dergi.)





    Baksanıza, az kalsın, cenaze namazı dahi kılınmayacakmış. Annesi gibi dindar biri olduğu belli olan Atatürk'ün kızkardeşi Makbule Hanım, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak'ı sıkıştırıp da, "Ağabeyimin cenaze namazı hangi camide kılınacak?" diye sormasa onu bile gürültüye getirecekleri anlaşılıyor. Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi'ye durum sorulmuş, o da namazın camide kılınmasının şart olmadığını söylemiş: "Onun cenaze namazı" demiştir Börekçi, "tertemiz hale getirdiği bütün vatanda bu farizanın yerine getirilebileceği her yerde kılınabilir."

    Anadolu Ajansı Muhabiri Cemal Kutay 19 Kasım 1938 günü yaşanan o görüntülenemeyen sahneyi şöyle anlatır:

    "Dolmabahçe Sarayı'ndaki hazırlıklar erkence başlamıştı. Büyük ölünün son ihtiram (saygı) nöbetini bekleyen yaverleri ve dostları, büyük üniformalı subaylar, vali ve belediye reisi, bu hazırlıklara nezaret ediyorlardı. (...) İçeride merasim başlamadan, ailesinin talebi ile büyük ölünün namazı kılınmak suretiyle hususi merasim yapılıyor. Tekbir Türkçe verilmiş, namazı İslam Tetkikleri Enstitüsü direktörü Ord. Prof. Şerafettin Yaltkaya tarafından kıldırılmıştır."

    Hakkı Tarık Us ise kendi çıkardığı "Kurun" gazetesindeki yazısında ilginç bir ayrıntıya yeniden dikkatimizi çekiyor. Atatürk'ün çok sevdiği bilinen Hafız Yaşar, sandukanın başında "Türkçe ezan" okumuştur. Muhtemelen namaz sonunda da Türkçe telkin verilmiş ve yine Türkçe tekbirler getirilmiş olmalıdır.

    Bu kırıntı kabilinden bilgiler şöyle bir manzara doğuruyor gözümüzde:

    Makbule Hanım ağabeyinin cenaze namazı kılınmadan gömüleceğinden endişelenerek müdahale etmiş ve namazın kılınmasını istemiştir. Bunun üzerine dışarıda bir camide, muhtemelen en yakında bulunan Dolmabahçe Camii'nde cenaze namazının kılınması gündeme gelmiş, ancak "bazıları" buna, laikliğe aykırı düşeceği endişesiyle karşı çıkmışlar ve sarayda kılınmasını istemişler, Diyanet'ten de "caizdir" fetvası alınınca "sayısı mütevazi olan" bir cemaat ile (kaç kişi olduğunu bilmiyoruz, 10-15 kişi olduğu tahmin edilebilir) Türkçe ezan ve tekbirlerle kılınan cenaze namazının ardından dua edilmiş ve böylece dinî tören tamamlanmıştır.

    Ancak bu sırada bütün fotoğraf makineleri ve varsa kameralar kapattırılmış ve herhangi bir görüntü alınmasının titizlikle önüne geçilmiş olduğunu hatırlatalım. Elimizde böyle bir fotoğraf olsaydı laiklik elden mi giderdi? Anlamak zor hakikaten.

    Halbuki Atatürk'ün en yakın silah arkadaşlarından Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü'nün son anlarında ve cenaze namazlarında açıkça 'dinsel simgeler' yer bulabilmiş ve hiç de laiklik elden gitmemiştir.

    Buyurun, torunu Gülsün Bilgehan anlatsın bize İnönü'nün son anlarını:

    "Aile fertleri, koruma polisleri, yakınlar sırayla yanına girip, sessizce Kur'an okuyorlardı.(...) Mevhibe Hanım kefen ve cenaze gereçlerini almıştı, yıllardır sandığında saklıyordu. Hocalar gerekli dini işlemleri yaptılar, koruma polisleri ve yakınların yardımıyla kütüphanede bekleyen tabuta yerleştirdiler. (...) Hareket etmeden önce hoca cemaate bir konuşma yaptı ve bahçe kapısına doğru omuzlarda tabutla yol alındı [ve] cenaze namazının kılınacağı Maltepe Camii'ne doğru uzun bir yürüyüş başladı."

    Atatürk'e dinî motifleri de olan bir cenaze töreni düzenletmeyen İnönü'nün kendi cenazesinde normal bir Müslüman'a yapılması mutad olan son görevlerin eksiksizce yerine getirildiğini görünce şaşkınlığımız daha da artıyor.

    Peki Fevzi Çakmak'ın cenaze töreni? Onunki zaten bir askerin değil, bir evliyanın cenaze töreni gibidir. Üzerine Kâbe örtüsü serilmiş, tabutu yüz binlerin elleri üzerinde taşınmış, İstanbul sokakları o gün Arapça tekbirlerle tam 7,5 saat boyunca inlemiş ve cenaze, Eyüpsultan Mezarlığı'na, şeyhinin yanı başına dualarla gömülmüştür.

    En yakın silah ve çalışma arkadaşları böyle dinî törenlerle gömülürken, neden aynı tören Atatürk'ten esirgenmiştir? Şöyle yüz binlerin katılacağı muazzam bir cenaze namazı görüntüsü, onu bu milletin kalbinin daha derinlerine yerleştirmez miydi? Ve hâlâ devam edip giden "Atatürk dinsiz miydi?" tartışmasına bir son nokta konulmuş olmaz mıydı?

    Yazılarımın sonuna kıymık yerleştirmeyi seviyor muyum ne? Buyurun Abdülhalık Renda, Refik Saydam, Fevzi Çakmak, Kemal Gedeleç, Celal Üner ve Nevzat Tandoğan imzalı 'protokol'e. Aktarıyorum:

    "Ebedi şef Atatürk Etnoğrafya Müzesi dahilinde muvakkaten yaptırılan medfene... 31 Mart 1939 Cuma günü saat 14.00'te konulmuştur." Nasıl? Biz 21 Kasım 1938'de konulduğunu bilmiyor muyduk Etnoğrafya Müzesi'ne? Aradan geçen 4 ay içerisinde Atatürk'ün naaşı neredeydi ki?

    emirahmedyasin bunu beğendi.
  2. Alt 12-07-2008, 14:12 #2
    emirahmedyasin Mesajlar: 1.121
    kardesimizin burya alıntıyla aldıgı benim ayrıntılarına yenı haiz oldugum yazı hakikaten ibretliktir.düsünüyorumda bu kisi hayatı boyunca garip islerle uğrasmıs olabilir günahı ne kadardır rabbim bilir ama en azından kendine müslüman diyen bu şahıs sembolikte olsa aleni bir namazla ugurlanamazmıydı buda bi gariplik. selam ve dua ile

  3. Alt 12-07-2008, 21:20 #3
    Ziyaretci
    c0LD Mesajlar: n/a
    anlamadığım konu siz bi millete mal olmuş biri hakkında karalama yapacağınıza neden sözde islamcı kesimin ayıklanması cabasında değilsiniz..neden bi üzmez ,islamoğlu yada gündemde olan yalan vicdanın hesabını sorma kabiliyetiniz yok..buradan yakın birazda

  4. Alt 12-08-2008, 14:08 #4
    Metin mete Mesajlar: 547
    c0LD´isimli üyeden Alıntı
    anlamadığım konu siz bi millete mal olmuş biri hakkında karalama yapacağınıza neden sözde islamcı kesimin ayıklanması cabasında değilsiniz..neden bi üzmez ,islamoğlu yada gündemde olan yalan vicdanın hesabını sorma kabiliyetiniz yok..buradan yakın birazda



    Ne zaman kendimize dönecegiz degilmi?Hayir insanin kendi hatalisi öncelik olmadigi sürece yapilan sadece laf ile peynir gemisi yürütmekten öteye gecmeyecektir...

  5. Alt 12-09-2008, 18:10 #5
    el_feta Mesajlar: 1.168
    Esselamu aleyküm...

    Karalama sizin deyiminiz efendim...Bizim için ise firavunların zulmünü ortaya koymak...Bizim gündemimizi güncelimizi gazeteler de belirlemiyor...
    Tüm bunlar ile birlikte,islamoğlu konusunda yere yer yazdım,özelden de dahil olmak üzere arkadaşlar bilir...Hüseyin üzmez meselesi sitede açılmıştır,böyle bir mevzuda konuşma gereği duymadım,şahsen savunma ihtiyacı hissetmediğim bir şahıstır..yazılan yazılmıştır dilerseniz konuya tıklayıp okursunuz...

    Özelde ve genelde sorunlarımız olduğu doğrudur...Bunlardan da behsettik..türkiye de cihad dan,dinler arası diyalogtan,tasavvuf ve tarikatlerden,yeri geldi, yazar-çizerlerden,alimlerden keza..bahsetmedik değil ki...ama bir put varsa ki ortada inancımız budur,yazılarınızla bizi karalamaktansa açtırın güvendiğiniz tarih sayfalarını ve yazın mustafa kemal inizi...bu serbestdir...biz onun dinle alakası olmayan bir kişi olduğunu ve bu milletin/islamın düşmanı olduğunu iddia ediyoruz,kendimizce yaptıklarından da deliler sunuyoruz...katılmayabilirsiniz,bu da çok normal...
    ama bizden susma isteme hakkınız yok...bu insanın benim ülkeme getirdiği sistem vce kaldırdığı halifelik yüzünden 1 asırdır başımız belelarda...

    hasılı kelam...meydan boş...müslümanların özelde halini de konuşalım,buyrun açın konuyu..bunları da konuşalım..ne var ki bunda???

    selam ve dua ile...

  6. Alt 12-09-2008, 18:31 #6
    alptraum Mesajlar: 38.107
    Blog Başlıkları: 28
    Bakin hersey niyet ile olmuyor hatta niyet ettiginiz bir durum hic vakar bir sonuca ulasamayabilir. Hayr gördügünüz ser olabilir peki o zaman kac milyonun hakkina inanarak girmis olacaksiniz. Mustafa Kemal dinliydi ya da dinsizdi ve sizce bumu önemli olan. Saltanat ya da hilafetin kaldirilmasi meselesi ise ne güzel bir konu oturulur bilgi sahibi olunur konusulur.

    Benim inandigim olgu su. Halk düzelmeden bas düzelmez. Bu halk kendini düzeltmek istiyorsa herkes bu ise kendinden baslamali devletten degil ya da tarihten degil. Peki siz ictihad noktasinda kimlerle ictihad ettiniz bu meseleleri. Örnegin Irak taki savas icin ve filistindeki savas icin konustuk agladik kimi zaman sustuk. Orada savasmayan türk halki dediniz acaba siz savastiniz mi? Savasdiysaniz bu ictihadi hangi cemaat ya da gruptan aldiniz. Belki alinan bir karar yoktur ama bagli oldugunuz bir cemaat ya da kurulus var mi?

    Merakimdan soruyorum ve ben cok rahat bu sorular soruldugu zaman cevap verebiliyorum nedense

  7. Alt 12-10-2008, 22:49 #7
    Metin mete Mesajlar: 547
    evvah´isimli üyeden Alıntı
    Esselamu aleyküm...

    Karalama sizin deyiminiz efendim...Bizim için ise firavunların zulmünü ortaya koymak...Bizim gündemimizi güncelimizi gazeteler de belirlemiyor...
    Tüm bunlar ile birlikte,islamoğlu konusunda yere yer yazdım,özelden de dahil olmak üzere arkadaşlar bilir...Hüseyin üzmez meselesi sitede açılmıştır,böyle bir mevzuda konuşma gereği duymadım,şahsen savunma ihtiyacı hissetmediğim bir şahıstır..yazılan yazılmıştır dilerseniz konuya tıklayıp okursunuz...

    Özelde ve genelde sorunlarımız olduğu doğrudur...Bunlardan da behsettik..türkiye de cihad dan,dinler arası diyalogtan,tasavvuf ve tarikatlerden,yeri geldi, yazar-çizerlerden,alimlerden keza..bahsetmedik değil ki...ama bir put varsa ki ortada inancımız budur,yazılarınızla bizi karalamaktansa açtırın güvendiğiniz tarih sayfalarını ve yazın mustafa kemal inizi...bu serbestdir...biz onun dinle alakası olmayan bir kişi olduğunu ve bu milletin/islamın düşmanı olduğunu iddia ediyoruz,kendimizce yaptıklarından da deliler sunuyoruz...katılmayabilirsiniz,bu da çok normal...
    ama bizden susma isteme hakkınız yok...bu insanın benim ülkeme getirdiği sistem vce kaldırdığı halifelik yüzünden 1 asırdır başımız belelarda...

    hasılı kelam...meydan boş...müslümanların özelde halini de konuşalım,buyrun açın konuyu..bunları da konuşalım..ne var ki bunda???

    selam ve dua ile...




    Tarihe ne gerek;Varmi Filistinin bir Mustafa Kemali?Veya Irakin?Onun getirdigi düzen dediniz acaba son Üc yüz yilin sorumlusumu Bu Mustafa Kemalmi?Eger millet buna layiksa böyle yönetilecektirki gercekten taasubun belini bir nebze kirmistir kendi tarafimdan Tesekkürle aniyorum.Mesela Ilk meclisin feshi cok muhtesemdi...Ve Hatta Istiklal mahkemeleri biraz dozunu kacirmasaydi cok güzeldi.....Son bir asir kötüde ondan önceki son iki asir cokmu muhtesemdi?Hani Akifin Misralariyla Sarhos naralari olayi varya......

  8. Alt 12-11-2008, 19:14 #8
    Ziyaretci
    c0LD Mesajlar: n/a
    hala sizi anlamış değilim bu kabiliyet bu bedende zuhur etmeyecek sanırım..din ve hakkaniyet hususundan dem vurmakta yeminlisiniz buna rağmen hala aynı at gözlüğünü gözü kapalı taşımakta emin görünüyorsunuz..varsayalım ki dediğiniz şekilde gelişti herşey tüm teziniz her noktasına kadar doğru bir milletin yapı taşı olarak görünen düşünsel olguyu yok sayarak elde ettiğiniz nedir..

    sözde sapık islamcılar hakkında ben sizin yazınızı kabul görür nitelikte bi demecinizi görmedim...vakit gazetesi yazarı vardı anımsayamıyorum şu anda siz yapınca doğru siz edince hak başkasının baktığı ya yalan ya yanlış..siz atatürke söylediğiniz her kelam ile dininize ve sonrasında inancınıza küfür ettiriyosunuz buna ne kadar hakkınız var..

    sevgili az gelişmiş ülkenin tok beyni sağlıcakla

  9. Alt 12-11-2008, 22:37 #9
    el_feta Mesajlar: 1.168
    esselamu aleyküm...
    Türklerin cihad etmemesinden ziyade ümmetim genel durumundan dem vurdum...Farklı coğrafyaların farklı mücadeleleri olduğunu zaten en baştan beri söylüyoruz,bu hususta sorunuzu anlamadım....
    Atatürk hakkında konuşmaya gelince..bu insan herkes gibi değildir,semboldür,devrimi gerçekleştirmiştir ve siz adam üzerinden konuşma deseniz de her yer onun putu ile dolu..Aslolan küfr ve zulümdür amenna..Ama ben bununla birlikte o çağın zulmünden ve putundan bahsetmek de benim görevimdir...başı çeken adamlar vardır,mustafa kmal de en baştır...ve ben bu putu dilime dolarım ve onu nasıl zorla sevdiriliyorsa ya da çalışılıyorsa ben de bu insanı reddeddiğimi açıkça dile getiririm,bu durum ayrıdır,çünkü bu insanın konumu farklıdır...

    Alptraum'a cevabımdır...


    mustafa kemal dinle alakası olmayan bir şahıstır,yobazlığın bir nebze belini kırmıştır da ne demek..Adamın sistemin de benim doğrularımdan bir şeyler var diye onu hoşgörmek de en demek ya da iyi gibi göstermek??? komünizmde de faiz serebsttir,komünist bir lider assa kesse materyalist felsefesiyle,ben yarın bu adamlar iyiydi biraz,emperyalizmin belini kırdı deme hakkım olur mu?? bu nasıl müslümanca bakış,bağışlayın ama...
    Herkesin hakettiği ile yönetilmesi ayrı bir durumdur..o zaman ne musa firavuna giderdi,ne ibrahim putları kırardı??? bize düşen gücümüz yettiğince vazifemizi yapmaktır

    metin mete'ye cevabımdır..


    size gelince cold...Tahrik etmeye mi çalışıyosunuz bilmiyorum ama,işiniz gücünüz laf atmak...tii ye almak...Siz gibi yapmayacağım..bir sürü sıfat bulabilirim ben de sizin için ama yapmayacağım bunu...
    Bu benim inancım...katrılmayabilirsiniz...çıkarsınız islama göre böyle değil dersiniz,sunarsınzı delilinizi..ya da mustafa kemal i aklamak için deliller koyarsınız,tarihten anektodlar koyarsınız ve tartışırız burda..siz bizatihi benim üzerimden konuştukça bu benim de uslubumu sertleştirecektir...varsa bir bildiğiniz buyrun analatın...
    hüseyin üzmez mevzuunda konuşmadım...sükutum bir tavırdır..anlayana...onun dışında mevzu bahis çoğu mevzu konuşuldu bu sitede...

    Ve şimdi...niye ısrarla konuyu benim üzerimden tartışmaya çalışıyorsunuz...Müslümanım..aranızdan herhangi birinizi tekfir ettiğim oldu mu??? benim gibi düşünmediğiniz halde...size daah doğrusu zatınıza siz bana yüklenmedikçe bir ithamım oldu mu peki???

    ne biliyorsanız,buyrun koyun ortaya,hepsi bu...

    ben ne serseri mayınım,ne de at gözlüğü takıyorum...bu tavrım tevhid akidemle alakalı..ısrarla ve inatla put bildiğimi ve bana dikat edilen sistemi reddediyorum...ve bu benim inancım...bir müslümanın la hübel!! la menat!! demesi gibi bişey bu...

    selam ve dua ile...

  10. Alt 12-12-2008, 23:10 #10
    Metin mete Mesajlar: 547
    evvah´isimli üyeden Alıntı
    esselamu aleyküm...

    mustafa kemal dinle alakası olmayan bir şahıstır,yobazlığın bir nebze belini kırmıştır da ne demek..Adamın sistemin de benim doğrularımdan bir şeyler var diye onu hoşgörmek de en demek ya da iyi gibi göstermek??? komünizmde de faiz serebsttir,komünist bir lider assa kesse materyalist felsefesiyle,ben yarın bu adamlar iyiydi biraz,emperyalizmin belini kırdı deme hakkım olur mu?? bu nasıl müslümanca bakış,bağışlayın ama...
    Herkesin hakettiği ile yönetilmesi ayrı bir durumdur..o zaman ne musa firavuna giderdi,ne ibrahim putları kırardı??? bize düşen gücümüz yettiğince vazifemizi yapmaktır

    metin mete'ye cevabımdır..


    ben ne serseri mayınım,ne de at gözlüğü takıyorum...bu tavrım tevhid akidemle alakalı..ısrarla ve inatla put bildiğimi ve bana dikat edilen sistemi reddediyorum...ve bu benim inancım...bir müslümanın la hübel!! la menat!! demesi gibi bişey bu...

    selam ve dua ile...



    Inanki hala anlamis degilim neden bu kadar agrasif bir yapiniz var;Mustafa Kemal gercekten bu ülkenin yetistirdigi ender degerlerden biri ister inanirsiniz ister red edersiniz bu sizin kendi seceneginiz.Ama velakin Elestiri yaparken hic bir surette Hakki yok saymamaliyiz.Osmanlinin yikip bitirdigi bir harabeden genc bir devleti cikarmak her babayigidin harci degildir.Bu ugurda nice akillilar harcanmis nice yigitler yollarda kalmis,ama Mustafa Kemal basarmis nasilmi,Köhne devletin o taasubunu yikarak.Insani insan görerek,Simdi bana sorsan Osmanlidaki ihanet cetelerini inan iclerinde bir tane dahi hain söylemem Sultanlardan.Hele bir AbdülHamid varki hayran olmamak hainliktir bu millete,Dürüslükte bir Vahdettin ama velakin dedim ya ihanet yapisindaydi iste bu büyük ihaneti iyi tahlil eden Mustafa Kemaldir.Taasubu kisa bir sürede olsa kizaga ceken o Insan Mustafa Kemaldir.Ha hatalari yokmudur?En basidinden Kuldur hakkidir hata ayni Adem gibi...Bence Putu sen ayri yerlerde arama bilincteki put görünmediginden daha vahimdir.Sistemlere gelince evet ne yazikki Demokrasi denilen bu sistem kötünün icerisindeki iyi olarak bakilir ama Taasubdan cok daha iyidir...Aslinda bende bu sisteme oldukca sitemliyim Redciyimdir....

Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın

Bu soru sistemi, zararlı botlara karşı güvenlik için uygulamaya sunulmuştur. Bundan dolayı bu kısımı doldurmak zorunludur.