Geçtim Dünya Üzerinden - Necla Pekolcay'ın Hatıraları - Necla Pekolcay - Özeti, Geçtim Dünya Üzerinden - Necla Pekolcay'ın Hatıraları Kitabı, Kitap Özeti, Ana Fikir
Yayınevi: L&M Yayınları
Basım Tarihi: Nisan 2005
Kitap Türü:
Yaşadıklarıyla İki Devre Tanıklık Eden Bir İstanbul Hanımefendisi. Necla Pekolcay'ın HatıralarıHer günbatımı mazide kalan bir dün demektir. Zaman, dünde yaşadıklarımızı bir hırsız edasıyla alıp götürür elimizden. Hayata, yaşanılanlara, gözümüzle kulağımızla şahit olduklarımıza dair dudaklarımızın arasından dökülen sözler ise, içinde bulunduğumuz mekanın duvarlarına siner kalır da aşamaz yılları, asırları... Gün akşamlıdır velhasıl, ömür ölümlü... Söz kanatlı... Bugüne mana veren aslında dünde kalandır. Bu yüzden hassastır kulaklarımız ötelerde yaşanılmışları kayıt altına alanlara. L&M yayınları, Bir Çerkes Prensesi olan Leyla Açba'nın Harem Hatıraları ve Halide Nusret Zorlutuna'nın hatıralarından sonra, bu sefer hayatta olan bir edebiyat tarihçisinin, Yüksek İslam Enstitüsünün ilk hocalarından Doç. Dr. Necla Pekolcay'ın hatıralarıyla devam ediyor tarih tanıklıklarına. Büyük dedelerin Kafkasya ve Bulgaristan'dan İstanbul'a yaptıkları acı göç hikayesiyle başlıyor Necla Pekolcay'ın hatıratı. Saray vekilharcı Hacı Emin Efendinin kızı, annesi Emine Saibe Hanım, ve babası Dr. Ali Rıza Bey, bir 93 harbi Kafkas sürgününün oğlu. 1925 yılında Fatih'te eski bir konak yavrusunda hayata "merhaba" diyen Necla Pekolcay'ın çocukluk yıllarını anlattığı sayfalar, bir çocuğun yaşayabileceklerinden çok daha fazlasını barındırıyor satırlarında. Bahçeli cumbalı evleriyle eski İstanbul'un sokak hayatını, komşulukları, bugün tarihi eser olarak bile gezme imkanımızın olmadığı konakların iç tanzimini, elimizden uçup giden insani değerleri, kadim terbiyenin bir insan şahsiyetini nasıl şekillendirdiğini vs. pek çok calib-i dikkat hadisenin satır arasından çıkarmak mümkün... Bu hatırat, aynı zamanda bir devrin bitiş, bir devrin başlangıç hikayesine de tanıklık ediyor. Milletçe geçtiğimiz dar çemberlere, 12 Eylül dönemine tanıklık ediyor. Savaş yıllarında, bir doktor olan babasının cephede yaşadığı, insanı ağlatamadığı için güldüren tirajıkomik hadiseler, bugün yaşadığımız hayatı daha kolay anlamlandırmamızı sağlıyor. Taş mektepten, o devirde en müstesna hocaların bir araya geldiği İÜ. Ed. Fakültesine uzanıyor eğitim yolları Necla Pekolcay'ın. İstanbul Üniversitesinden mezun olan ilk kadın filolog olarak tamamlıyor doktorasını. Bir eğitim gönüllüsü olarak hayata atıldığında; kah Fransız mektebine, kah papaz okuluna, kah imam hatibe düşüyor yolu. Hepsinde aynı şevkle, aynı sağlam prensiplerle hizmet veriyor karşısındaki genç kuşağa. Ve son durağı İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü oluyor. Oranın ilk hoca neslinden ve ilk kadın hocalarından biri. İslami Türk Edebiyatı kürsüsünün ilk mübeşşiri... İslam Ansiklopedisinin ilk çalışma grubunda yer alan mütevazı bir isim... Ve daha pek çok şey... Bu hatırat, yalnızca bir insanın 80 yıllık ömründe şahit olduklarına değil, aynı zamanda bir devrin hikayesine tanıklık ediyor. Ve belki de en önemlisi, Hayata "ben" merkezinden değil de "biz" cephesinden bakmanın ne demek olduğunu anlatıyor.Emine Altay
Diğer "Necla Pekolcay" Kitapları:
1. Geçtim Dünya Üzerinden
2. Geçtim Dünya Üzerinden - Necla Pekolcay ın Hatıral
Yayınevi: L&M Yayınları
Basım Tarihi: Nisan 2005
Kitap Türü:
Yaşadıklarıyla İki Devre Tanıklık Eden Bir İstanbul Hanımefendisi. Necla Pekolcay'ın HatıralarıHer günbatımı mazide kalan bir dün demektir. Zaman, dünde yaşadıklarımızı bir hırsız edasıyla alıp götürür elimizden. Hayata, yaşanılanlara, gözümüzle kulağımızla şahit olduklarımıza dair dudaklarımızın arasından dökülen sözler ise, içinde bulunduğumuz mekanın duvarlarına siner kalır da aşamaz yılları, asırları... Gün akşamlıdır velhasıl, ömür ölümlü... Söz kanatlı... Bugüne mana veren aslında dünde kalandır. Bu yüzden hassastır kulaklarımız ötelerde yaşanılmışları kayıt altına alanlara. L&M yayınları, Bir Çerkes Prensesi olan Leyla Açba'nın Harem Hatıraları ve Halide Nusret Zorlutuna'nın hatıralarından sonra, bu sefer hayatta olan bir edebiyat tarihçisinin, Yüksek İslam Enstitüsünün ilk hocalarından Doç. Dr. Necla Pekolcay'ın hatıralarıyla devam ediyor tarih tanıklıklarına. Büyük dedelerin Kafkasya ve Bulgaristan'dan İstanbul'a yaptıkları acı göç hikayesiyle başlıyor Necla Pekolcay'ın hatıratı. Saray vekilharcı Hacı Emin Efendinin kızı, annesi Emine Saibe Hanım, ve babası Dr. Ali Rıza Bey, bir 93 harbi Kafkas sürgününün oğlu. 1925 yılında Fatih'te eski bir konak yavrusunda hayata "merhaba" diyen Necla Pekolcay'ın çocukluk yıllarını anlattığı sayfalar, bir çocuğun yaşayabileceklerinden çok daha fazlasını barındırıyor satırlarında. Bahçeli cumbalı evleriyle eski İstanbul'un sokak hayatını, komşulukları, bugün tarihi eser olarak bile gezme imkanımızın olmadığı konakların iç tanzimini, elimizden uçup giden insani değerleri, kadim terbiyenin bir insan şahsiyetini nasıl şekillendirdiğini vs. pek çok calib-i dikkat hadisenin satır arasından çıkarmak mümkün... Bu hatırat, aynı zamanda bir devrin bitiş, bir devrin başlangıç hikayesine de tanıklık ediyor. Milletçe geçtiğimiz dar çemberlere, 12 Eylül dönemine tanıklık ediyor. Savaş yıllarında, bir doktor olan babasının cephede yaşadığı, insanı ağlatamadığı için güldüren tirajıkomik hadiseler, bugün yaşadığımız hayatı daha kolay anlamlandırmamızı sağlıyor. Taş mektepten, o devirde en müstesna hocaların bir araya geldiği İÜ. Ed. Fakültesine uzanıyor eğitim yolları Necla Pekolcay'ın. İstanbul Üniversitesinden mezun olan ilk kadın filolog olarak tamamlıyor doktorasını. Bir eğitim gönüllüsü olarak hayata atıldığında; kah Fransız mektebine, kah papaz okuluna, kah imam hatibe düşüyor yolu. Hepsinde aynı şevkle, aynı sağlam prensiplerle hizmet veriyor karşısındaki genç kuşağa. Ve son durağı İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü oluyor. Oranın ilk hoca neslinden ve ilk kadın hocalarından biri. İslami Türk Edebiyatı kürsüsünün ilk mübeşşiri... İslam Ansiklopedisinin ilk çalışma grubunda yer alan mütevazı bir isim... Ve daha pek çok şey... Bu hatırat, yalnızca bir insanın 80 yıllık ömründe şahit olduklarına değil, aynı zamanda bir devrin hikayesine tanıklık ediyor. Ve belki de en önemlisi, Hayata "ben" merkezinden değil de "biz" cephesinden bakmanın ne demek olduğunu anlatıyor.Emine Altay
Diğer "Necla Pekolcay" Kitapları:
1. Geçtim Dünya Üzerinden
2. Geçtim Dünya Üzerinden - Necla Pekolcay ın Hatıral