Osmanlilar'in, Canik bölgesini ilhak etmek üzere ugrastiklari dönemde dogu sinirlarinda Karakoyunlu ve Akkoyunlu Türkmen devletleri vardi. Bu iki devlet, devamli olarak birbirleri ile mücadele edip bölge halkina zarar vermekte idiler. Hayati boyunca Timur'a düsman olmus ve onunla mücadele etmis olan Karakoyunlu Devleti'nin beyi Kara Yusuf, Osmanlilar'in dostu idi. Kara Yusuf, Erzincan'i Akkoyunlular'dan alarak kendi adamlarindan olan Pir Ömer Bey'e vermisti. Pir Ömer Bey, kendi sahasini genisletmek için Sarkî Karahisar Bey'i Melek Ahmed Bey'in oglu Hasan Bey'i tehdid ederek burayi alip kendi bölgesine katmak istiyordu. Bu tehdid üzerine Hasan Bey, yardim istemek üzere o dönemde Amasya valisi bulunan Sehzade Murad'a bir heyet göndermisti. Fakat henüz yardim gelmeden harekete geçen Pir Ömer bu beyi yakalayarak Sarkî Karahisar'i da zapt etmisti. Bundan sonra biri Sivas, digeri de Karahisar'a tabi iki Canik (bunlardan Samsun ve Çarsamba taraflari Sivas Canik'ine, Ordu taraflari da Karahisar Canik'ine aittir) bölgesinde de faaliyette bulunan Pir Ömer'in bu hareketi, Osmanli Devleti'ni endiseye sevk etmisti. Nitekim, 1418 yilinda Pir Ömer'in Karahisar Canik'ini, mahallî beylerden Alparslan oglu Hasan'in da Çarsamba taraflarim almasi, nihayet Candaroglu Isfendiyar Bey'in de Müslüman Samsun'u alarak Bafra Bey'i olan oglu Hizir Bey'e vermesi, Çelebi Sultan Mehmed'in harekete geçmesine sebep olmustur.
Daha önce de belirtildigi gibi Sivas Canik'i mintikasinda biri müslüman digeri Cenevizliler'e bagli olan ve kâfir (Gavur) Samsun denen, birbirine yakin iki Samsun vardi. Yukarida belirtilen hadiseler cereyan ederken her iki Samsun'un alinmasina karar verilerek Amasya valisi Sehzade Murad'in lalasi Biçeroglu Hamza Bey, Cenevizliler'in elindeki Samsun'a almaya memur edildi. Bu haberi duyan Ceneviz Samsun'u halki, sehri atese verdikten sonra gemilere binip buradan ayrilir. Böylece bu Samsun, savas olmadan ele geçmis oldu. Bundan sonra da Müslüman Samsun kusatma altina alinmisti. Sehrin muhafizi Isfendiyar oglu Hizir Bey, mukavemet edemeyecegini anlayarak sehri bizzat sefere katilmis olan Çelebi Sultan Mehmed'e teslim eder. Çelebi Sultan Mehmed, Hizir Bey'e kardesi Kasim Bey gibi kendisinin de Osmanli Devleti'nin hizmetine girmesini teklif etmis ise de Hizir Bey, aralarindaki düsmanliktan dolayi kardesi ile bir arada bulunamayacagini belirterek özür dilemis ve babasinin yanina dönmüstür(1419).
Çelebi Sultan Mehmed, Canik seferinden sonra Bursa'ya dönerken Iskilip taraflarinda bir Tatar cemaatine rastlar. Bunlar, Mogol istilasi zamaninda buralara getirilip yerlestirilmislerdi. Padisah, bunlarin kim olduklarini ve reislerinin nerede bulundugunu sorunca, kendilerinin Samagar Tatarlarindan olduklarini, reislerinin de Minnet Bey adinda biri oldugunu ve su anda bir dügünde bulundugunu söylerler. Bunun üzerine Çelebi Sultan Mehmed, "bakiniz, ben harb ederken bu Tatar beyleri dügün pesinde kosuyorlar ve bab-i hümayunumda görünmüyorlar" diyerek, ileride onlardan gelebilecek bir tehlikeye simdiden mani olmak maksadiyla onlarin Rumeli'ye göç ettirilmelerini emr eder. Bu emir üzerine yol hazirliklarina baslayan Minnet Bey, yanindaki bütün Tatarlarla birlikte Rumeli'ye geçer. Verilen emre göre bunlarin bir kismi Filibe taraflarina, diger bir kismi da Arnavutluk havalisine iskân edileceklerdi. Emre uyularak, bunlardan bir kismi Filibe civarindaki Konushisar mevkiine, bir kismi da Arnavutluk tarafina yerlestirilmislerdi. Filibe-Istanbul yolu üzerinde ve Filibe'ye yakin bir mesafede bulunan yere yerlestirilen ve sonradan Tatarpazari adini alan bu yer, adi geçen Tatarlar tarafindan kurulmustur. Minnet Bey'in oglu Mehmed Bey, sonradan burada cami, imâret ve kervansaray yaptirmistir.