Zeyd bin Sabit (r.a.), Hicretten önce Evs ve Hazreç kabileleri arasında Buas günü vuku bulan çarpışmalarda babasının ölmesiyle yetim kalmıştı. O sırada altı yaşında idi.

Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, Bedir'de esir alınan Kureyş müşriklerinden malî durumu kurtuluş fidyesi ödemeye müsait olmayan herbirisinin, Ensar çocuklarından on çocuğa iyice okuma yazma öğrettiği takdirde serbest bırakılacaklarını bildirmişti. İşte Zeyd bin Sabit de, o zaman okuma yazma öğrenmiş olan Ensar çocuklarındandı.

Hz. Zeyd bin Sabit, son derece zeki idi. Hicretin bu dördüncü senesinde Peygamber Efendimiz, kendisine Yahudî yazısını, yani İbraniceyi öğrenmesini emretti ve, "Ben yazılarımı, onların değiştirmeyeceklerinden emin değilim"1 buyurdu.

Bunun üzerine Hz. Zeyd, 15 gün içinde İbraniceyi öğrendi, hatta onda maharet sahibi oldu. Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, bundan sonra Yahudîlere birşey yazacağı zaman, onu Hz. Zeyd'e yazdırır, Yahudîlerden gelen yazıları da ona okuturdu.2

Yine birgün Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, Hz. Zeyd'e, "Süryaniceyi güzelce okuyup yazabilir misin? Çünkü bana, Süryanice yazılar geliyor" dedi.

Hz. Zeyd cevaben, "Hayır, iyi okuyup, yazamam" deyince, Peygamber Efendimiz:

"O halde sen onu iyice öğren" buyurdu.3

Bu emir, üzerine Hz. Zeyd bin Sâbit 17 günde de Süryaniceyi öğrendi.


1. Taberî, 3:42; Müsned, 5:1856.
2. Ebû Davud, Sünen, 2:286; Tirmizî, Sünen, 5:67-68.
3. Müsned, 5:182.