Tuvalete niye sol ayakla girilir ve euzu besmele çekilir

Tuvalete niye sol ayakla girilir ve euzu besmele çekilir. Çıkışta sağ ayakla çıkılır ve elhamdülillah denir? Cevap 1: Kıyamet gününde Allah iyi olarak seçtiği kullarının defterlerini sağ ellerine, kötü not ...


Ağaç Şeklinde Aç2Beğeni
  • 2 gönderen alptraum

  1. Alt 09-13-2008, 04:06 #1
    alptraum Mesajlar: 38.107
    Blog Başlıkları: 28
    Tuvalete niye sol ayakla girilir ve euzu besmele çekilir. Çıkışta sağ ayakla çıkılır ve elhamdülillah denir?


    Cevap 1:

    Kıyamet gününde Allah iyi olarak seçtiği kullarının defterlerini sağ ellerine, kötü not verdiği kullarının defterlerini de sol ellerine verecektir. Kur’an’da cennete gidecek olan iyi insanlar için “Ashab-ı yemin= sağın sahipleri”; cehenneme gidecek olanları için “Ashab-ı şimal= solun sahipleri” unvanını kullanılmıştır. Bu değerlendirme, sağ elin/sağ tarafın, Allah katında bir değerinin olduğunu göstermektedir.

    Bu gibi hikmetlerden ötürü olacak ki, Hz. Peygamber(a.s.m), sağı, sola tercih etmiş, mescit gibi iyi yerlere giderken sağ ayağıyla, tuvalet gibi yerlere girerken de sol ayağıyla girmiştir. Çıkışları tersine yapmıştır. Diğer bilinen hususları buna kıyas edebilirsiniz.

    Tuvalete girmeden önce, eûzü-besmele çekmek, biliniyorsa şu duayı okumak müstehabtır: "Allahümme innî eûzü bike minel hubsi vel habâis: Allahım Erkek ve dişi bütün şeytanlardan (zararlı her şeyden) sana sığınırım." (Buhârî, Vüdû', 9, Deavât, 14; Müslim, Hayz, 122, 123)

    Tuvaletten çıkarken de şöyle dua edilir: "Gufrâneke, elhamdü lillâhillezi ezhebe annî'l-ezâ ve âfâni (Ey Rabbim, senin bağışlamanı bekliyorum. Benden, abdest bozma imkânı vererek sıkıntıyı gideren ve bana sağlık ve esenlik veren Allah'a hamdolsun)" (İbn Mâce, Tahâre, 10, Tirmizî, Tıbb, 32).

    Cevap 2:

    Peygamberimizin yaptığı, konuştuğu, hal ve hareketlerinin tamamına sünnet diyoruz. Öyleyse hayatı boyunca yaptığı her şeye sünnet diyebiliriz.

    Fıkıh kitapların da geçen sünnet kelimesi ise, daha çok “yaparsak sevabı var, yapmazsak günahı yok” manasına geliyor.

    Mesela, yemeği sağ elle yemek, dişleri temizlemek, ayakta yemek yememek gibi. Ancak sünnet kelimesini geniş anlamıyla aldığımız da Peygamberimizin yaptığı her şeyi içine alır. Bu durumda, Allah’ın istekleri ve yasakları da sünnetin içinde yer alır. Mesela, Peygamberimiz namaz kılmış mı? Evet. Öyleyse namaz kılmakta bir sünnettir. Şu halde sünneti bölümlere ayırmak gerekecektir.

    Farz olanları: Allah’ın mutlaka yapmamızı veya terk etmemizi istediği her şeydir. Allah’ın emir ve yasaklarını en iyi şekilde uygulayıp örnek olan Peygamberimizdir. Biz de ona uymak suretiyle en üst seviyede Peygamberimize uymuş oluruz. Namaz kılmak , Oruç tutmak, Zina etmemek, haram yememek gibi.

    Vacip olanlar: Dinimizin vacipleri. Mesela gece namazını 3 rekat olarak kılmak vaciptir.

    Nafile olanlar: İbadetleri yaparken farz ve vaciplerin dışındaki yaptığımız şeylerdir. Mesela namaz kılarken Kur’andan bazı süreleri okumak farz, ama subhaneke duasını okumak nafiledir.

    Adab olanlar: Bunlara da edeb diyoruz. Yemek yerken, yatarken, camiye, tuvalete girip çıkarken (vb.) günlük işlerimizi yaparken Peygamberimiz’e uyarsak o işi adabına uygun yapmış oluruz.

    Demek ki Sünneti farz, vacip, nafile ve adap diye ayıra biliriz. Sünnetin en yükseği ve en faziletlisi bu sıraya göredir. Bunu bir insanın vücudu gibi düşünebiliriz. İnsanın yaşaması için gerekli organları vardır. Beyin, kalp, kafa vesaire. İşte iman etmemiz gereken esaslarda ruhumuzun beyni kalbi gibidir. Vücudumuzun gözü, kulağı, eli, ayağı vesaire duyu organları vardır. Farzlar da bunun gibidir. Ruhumuzun gözü, kulağı, eli, ayağıdır. Farzları yapmayan elsiz, ayaksız, gözsüz, kulaksız bir insan gibi eksiktir. Vücudumuz da bir de parmak, kaş, saç gibi güzellikler ve süsler vardır. Bunlar olmasa da yaşarız. Ama olduğu zaman daha mükemmel insan oluruz.

    Bunun gibi sünnetin nafile ve adab kısımları da ruhumuzun süsü ve güzelliğidir. Yapsak çok sevabı var, yapmasak günahı yok. Özetlersek, farz ve vacip kısımlar mutlaka yapılması gereken sünnetlerdir. Nafile ve adap kısımlar ise yaparsak çok sevabı var. Haramların durumunu sorarsan o da vücudunuzu aids, zehir ve ateş gibi öldürücü şeylerden koruduğumuz gibi ruhumuzu da öldürücü ve zehirleyici haramlardan korumamız gerekir.

    N u M a N ve özlem_34 bunu beğendiler.
  2. Alt 07-29-2009, 15:34 #2
    alptraum Mesajlar: 38.107
    Blog Başlıkları: 28
    Sünneti bir genel olarak kabul etmeyenler icinde ihtilaf konusu fakat güzel bir mevzu.

Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın

Bu soru sistemi, zararlı botlara karşı güvenlik için uygulamaya sunulmuştur. Bundan dolayı bu kısımı doldurmak zorunludur.