Kırgın Ağızlı Dosta


Savunmasız kar taneleriyiz biz.
Bak ki gözlerime ıslatmasınlar seni. Kaçak bir gecenin kurbanıyım yoksa. İşsiz bir leylek nasıl hisseder sanırsın kendini en aylak haliyle.


Kaç kırlangıç geç kalır şafağa. Serçe farklı kartal farklıdır ama onlar aynı gökyüzünün parçalarıdır. Bizi acıtan paradokslar bunlar.

Elbet çay içerken yanındaki boş bardak içini kemirir insanın. Zaten dostluk böyle bir akıştır. Nereye yapıştırırsan oraya yakışır.

Sana beş kuş yazdımdı. Sinmedi yüreğime yırttım kanatlarından. Sana beş kuş yollayacaktım, iptal ettim. Sonra oturup bi güzel ağladım. Duyunca için bunu sen de otur ve ağla ki bu iyi gelir, hep iyi gelir kapanmaz yaralara.
SeniSeviYorumsuz dostluk hatırına.


Korunaksız güz yağmuruyuz biz.

Bana bir gece ateşlerle geldi ellerin inanır mısın yanmadı ellerim.
Kırılmışsın.. "kırılmışım mı sana?" yazmışsın. Öyle yazmışsın. Nasıl yazmışsın?
Biz de KIRILINMAZ sevgili FeM!


Esnek olmak hoşumaydı önceleri. Çok sonra değiştirildi derim. Eğip büktüler beni.. kırdılar. Biliyorum ucuzum yollarına.

Şeksiz sen de yeniksin gecelere ama gel bi de benim gözlerimi kullan benim gördüklerimi gör. şaşarsın. yanarsın.

Dost isen gel gir koluma. Caddelere ağıp bağıralım birlikte. Avaz avaz figan edelim ve kendimizi bi'şey sanalım:

ANLAMSIZLAŞTIRAMADIKLARINIZDANIZ
ANLAMSIZLAŞTIRAMADIKLARINIZDAN KALACAĞIZ!


Soluğu kesilir bir bıçakla gecenin. Kaygısız bulutlara sürüklenip gider yaprak bir yürek.

Tasmasından bırakılmış bir şehirle boğuşuruz biz bu çılgın çağın çarklarında un-ufalanmış kemiklerimizle!

Cahid Efgan Akgül