Ateşten kaçarak intihar etmek

Ateşten kaçarak intihar etmek,insanların kârı değildir Eski İranlıların bir sözü vardır. Ehli beyitçi olmamız Hz âlinin muhabbetinden değil ömere olan düşmanlığımızdan dolayıdır. İnsanların musibetleri bazı dalkavukların faydasına olur. Nice aslanlar ...


  1. Alt 08-30-2009, 23:14 #1
    altun Mesajlar: 885
    Ateşten kaçarak intihar etmek,insanların kârı değildir


    Eski İranlıların bir sözü vardır. Ehli beyitçi olmamız Hz âlinin muhabbetinden değil ömere olan düşmanlığımızdan dolayıdır.
    İnsanların musibetleri bazı dalkavukların faydasına olur. Nice aslanlar ölünce leşleri tilkilere kalır. Diğer taraf dan eşyalar zıtlarıyla rövanş kazanır. Hastalık olmazsa sağlığın değeri bilinmez. Sıcaklık olmazsa serinliğin kıymeti anlaşılmaz. Kürdistan dağların başında yaşayan insanlar sıcaklığı görmediği için serinliğin değerini anlamazlar.

    Soğuk hava olmazsa soba, kalorifere ihtiyaç olmaz. Fakat şer güçlerinin kendilerini haklı göstermek kitleleri kendi taraflarına çekmek için verdikleri mücadele memleketimize özgü bir şeydir. Çünkü şer şerdir bedbahlar badbattır. Bir şerden bir şere kaçmak da taaftır.

    Alla hu tela kuranı kerimde buyuruyor:
    Firavun halkın aklıyla oynadı halkda itaat etti. Bugünkü biz Müslümanlara ne oldu? Münafıkların, riyakârların, biz Müslümanların aklıyla alay ettikleri halde onları alkışlıyoruz.

    Fecir suresinde firavundan bahsederken ona kazık sahibi diyor. Çünkü Onun peşinden gidenler kör olarak gider. Kazık gibidirler. Burada bir hikâye anlatmak istiyorum:
    Bir zamanlar Hindistan civarında çok zengin bir bezirgân varmış. Bu bezirgânın malı ne kadar çoksa yüzüde o kadar çirkinmiş. Tek başına o kadar serveti ne yapsın evlenmeye karar vermiş. Çünkü dünya hayatında kadın & erkek bir birinin tamamlayıcısıdır. Bu nedenle aşklar genellikle erkekle, kadın arasında olmuştur. Leyla & mecnun, Ferhat & şirin, kerem & aslı memo & zin gibi…
    Bir ayetinde alla hu tela şöyle diyor:
    Ben her şeyi çift yaradım. Taşlar, ağaçlar & diğer şeyler gibi… Tek vahdaniyet Allaha mahsustur.

    Bu Hindistanlı bezirgânda kendi denginde çirkin bir bayanla değil şehrin en güzel kızıyla evlenmeye karar vermiş. Fakat biliyormuş ki bütün servetini de verse kız yine onu istemez.
    —Ne yapayım? En iyisi bave selmanın 20 yaşında ki güzelliğinde yakışıklı bir delikanlıyı kıza gösterip kızı aldatarak evine getirmiş. Mücevher, altın & gümüşlerle süslü tahta oturmuş. Odayı en güzel ipeklerle donatmış. Kızda bezirgândan aldığı başlıkla ipekler giymiş ziynetlerle süslenmiş. Dört gözle akşamı beklemiş.
    —Cennetteki huriler bize gıpta edecek. Birbirine kavuşmayan âşıklar bize mutluluk dileyecek.
    Ceylan gibi kız bu hayaller içindeyken ne görsün. Yüzü maymuna benzeyen gözü mavi burnu uzun dudaklarının biri aşağıda diğeri yukarıda dişleri fildişi gibi biri karşısına çıkmazmı?
    Hemen ağlayarak haykırmaya başlamış:
    —intihar ederim yine seni yanıma yaklaştırmam.
    Bezirgân işin kötü olduğunu anlayınca
    —ey dünya güzeli bu evin içinde bir gül olmak istemiyor musun? Söz veriyorum iznin olmadan sana yaklaşmayacağım beni senin kapında bir köpek olarak kabul et.
    Bu sözleşmeyle evde bir arada yaşamaya başlarlar
    Fakat bezirgân nasıl sabredecek? Her gün dua edip Allaha yalvarıyor sadakalar veriyormuş. Eşi kendine karşı uyumlu olsun diye. Bir gün hatun taht üzerinde yatarken bezirgânda karşısında yatıyormuş. O anda bir hırsız evin içine girmiş kadıncağız ne yapsın? Hırsızdan kaçarak kocasının yanına girmiş.

    Çünkü Alla hu tela kadınları erkeklere karşı zayıf yaratmış.
    Bezirgânda bu fırsatı ganim ed bilip eşini ikna etmiş dugünlerini yapmışlar

    Konu altun tarafından (08-30-2009 Saat 23:16 ) değiştirilmiştir.
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın

Bu soru sistemi, zararlı botlara karşı güvenlik için uygulamaya sunulmuştur. Bundan dolayı bu kısımı doldurmak zorunludur.