ODTÜ Havacılık ve Uzay Mühendisliği araştırmacıları, uçakların rüzgar girdaplarını kontrol altına alarak uçakların daha az yakıt tüketmesini, helikopterlerin de daha sessiz çalışmasını sağlayan sistem tasarladı.
Bugüne kadar ortaya konan çözümlerden çok dana iyi çalışan bir yöntemin tespit edildiği çalışma, uluslararası konferanslarda bilim dünyasına açıklandı.
ODTÜ Havacılık ve Uzay Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Uzol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son dönemlerde rüzgar türbinlerinin bilim dünyasında popüler olarak üzerinde çalışılan konulardan biri olduğunu ifade etti.
TÜBİTAK tarafından desteklenen ''Çeşitli Havacılık Sistemleri Kanatlarında Aktif Uç Girdabı Kontrolü'' başlıklı projelerinde, uçak ve helikopter pervane kanatlarında ve rüzgar türbinlerinin ucunda yer alan ve rüzgar nedeniyle oluşan girdapları önlemeyi sağlayan ''uç girdaplar'' üzerine çalışmaya başladıklarını bildiren Uzol, pek çok ülkenin de konu üzerinde araştırmalarını sürdürdüğünü ifade etti.
Uç girdaplarının, genel olarak uçak kanatlarının performansını olumsuz yönde etkileyen ve kanadın oluşturduğu kaldırma kuvvetinin bir yan ürünü olarak ortaya çıkan akış olayları olduğunu anlatan Uzol, kanat alt ve üst yüzeyleri arasındaki basınç farkından kaynaklanan uç girdaplarının çeşitli havacılık sistemlerinde farklı performans problemlerine yol açabildiğini belirtti.
-''RÜZGAR TÜRBİNLERİNİN PERFORMANSINI DA ETKİLİYOR''-
Kanat uç girdaplarının, oluşan kaldırma kuvvetini etkilemeden kontrol edilebilmesinin önemli ve son senelerde üzerinde çalışılan bir problem olduğunu aktaran Uzol, uç girdabının kontrolünün rüzgar türbini performansı açısından da önemli olduğunu bildirdi.
Özellikle birçok rüzgar türbininin arka arkaya sıralandığı rüzgar türbini çiftliklerinde, oluşan uç girdaplarının arkadaki türbinlerle etkileşmesinin performans kayıplarına yol açabildiğini belirten Uzol, ayrıca bu uç girdaplarından dolayı oluşan gürültünün de önemli çevre kirliliği yarattığını söyledi.
-''HELİKOPTERLERDE GÜRÜLTÜ YAPIYOR''-
Helikopterlerde, rotor palleri tarafından oluşturulan uç girdaplarının arkadan takip eden pale çarpmasının basınç değişimlerine yol açtığını anlatan Uzol, bu olayın da gürültüye yol açtığını kaydetti.
Oluşan gürültünün özellikle düşük hızlı alçalmalar ve manevralar sırasında ortaya çıktığını anlatan Uzol, bu problemlerin en aza indirgenerek daha sessiz ve güvenilir helikopterlerin yapılabilmesinin, pal uç girdaplarının kontrol edilebilmesi ile mümkün olabildiğine işaret etti.
Uzol, farklı havacılık sistemlerindeki bu problemlerin, uç girdaplarının çeşitli yöntemler kullanılarak kontrol edilebilmeleri ile en aza indirgenebileceğini belirtti.
-''HAVAALANLARININ KAPASİTESİNİ DÜŞÜRÜYOR''-
Özellikle ticari yolcu uçakları gibi kanat uzunluğu büyük sistemlerde, oluşan yüksek kaldırma kuvvetinin sonucu olarak çok kuvvetli ve büyük uç girdapları oluştuğunun altını çizen Uzol, bu güçlü girdapların özellikle havaalanlarında birbiri ardısıra kalkış-iniş yapan uçaklar üzerinde tehlikeli durumlara yol açabildiğini belirtti.
Uzol, bu girdaplar nedeniyle güvenliği sağlamak için kalkan ve inen uçaklar arasındaki mesafenin belli bir değerin altına düşürülmediğini ve bu durumun da havaalanlarının kullanım kapasitesini azalttığına işaret etti.
Uzol, uçaklarda meydana gelen uç girdapların günümüzde pasif kontrol denilen ve kanatların ucuna bir kanatçık takılarak önüne geçildiğini belirten Uzol, bu kanatçığın kanadın altındaki havanın üstüne akmasını engellediğini anlattı.
Uçaklara bir kez bu kanatçığın takılmasının ardından farklı uçuş pozisyonlarında kanatçığın konumunun değiştirilmediğini bildiren Uzol, ''Her zaman aslında bu kanatçığa ihtiyaç bulunmuyor. Bazı uçuş koşullarında uçağa ekstra sürekleme kuvveti sağladığından daha çok yakıt harcanmasına yol açıyor'' bilgisini verdi.
-''PROJE YAPTILAR"
Yrd. Doç. Dr. Uzol, projelerinde ise uçakları, helikopterleri ve rüzgar türbinlerini etkileyen uç girdapların daha etkin bir şekilde kontrol altına alınmasını araştırdıklarını bildirdi.
ODTÜ'de rüzgar tünellerinde oluşturdukları kanat modeli üzerinde çeşitli deneyler yaptıklarını ve oluşan rüzgar ve girdaplarla ilgili ölçümler yaptıklarını anlatan Uzol, şöyle konuştu:
''Pek çok modelin girdap üzerindeki etkilerini denedik ve girdabın nereye kaydığını araştırdık. Girdabın şiddetinin ne kadar etkilendiğini, tirbülans miktarını hesapladık. Kanat uçlarından farklı üfleme senaryoları geliştirdik.
Ortaya farklı senaryo demeleri çıktı. Bu senaryolar arasından girdapları potansiyel olarak en çok etkileyebilecek sistemleri tespit ettik.''
Çalışmalarında elde ettikleri verileri içeren sonuçları ABD'de düzenlenen havacılık ve uzay konferansında bilim dünyasına duyurduklarını açıklayan Uzol, çalışmalarının diğer sonuçlarını ise Türkiye'de düzenlenen Ulusal Havacılık ve Uzay Konferansı'nda Türk bilim çevrelerine aktardıklarını söyledi.
-''MEVCUT ÇÖZÜMLERDEN DAHA İYİ ÇALIŞIYOR''-
Çalışmalarında kanat üzerindeki deneylerini tamamladıklarını ve projenin tamamlanacağı son 5 ayda ise kanat üfleme konseptinin uçak motorları üzerindeki kanatçıklara etkisini araştırdıklarını dile getiren Uzol, ''Bugüne kadar ortaya konan çözümlerden çok daha iyi çalışan bir yöntem bulduk. Uluslararası konferanslarda bu konuyu bilim dünyasına duyurduk. Uluslararası dergilerde yayımlanması için hazırlıklarımız sürüyor'' dedi.
Projelerinde, yeni ve özgün bir aktif uç girdabı kontrolü yöntemi önerdiklerini ve bu yöntemin uç girdabı aerodinamik karakteristikleri üzerindeki etkisini incelediklerini anlatan Uzol, ''Bu yeni yöntem, Veter-Boyunca- Modüle-Edilen Vurumlu Uç Enjeksiyonu olarak adlandırılabilir. Bu teknikte, uç girdabı şiddetinin, değişen akış şartlarında aktif olarak minimize edilebileceği ortaya kondu'' diye konuştu.
Uzol, geliştirdikleri sistemin mevcut yöntemlerde fazla yakıt harcanmasına ve uçakların daha hızlı uçmasını da sağlayacağını sözlerine ekledi.
Bugüne kadar ortaya konan çözümlerden çok dana iyi çalışan bir yöntemin tespit edildiği çalışma, uluslararası konferanslarda bilim dünyasına açıklandı.
ODTÜ Havacılık ve Uzay Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Uzol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son dönemlerde rüzgar türbinlerinin bilim dünyasında popüler olarak üzerinde çalışılan konulardan biri olduğunu ifade etti.
TÜBİTAK tarafından desteklenen ''Çeşitli Havacılık Sistemleri Kanatlarında Aktif Uç Girdabı Kontrolü'' başlıklı projelerinde, uçak ve helikopter pervane kanatlarında ve rüzgar türbinlerinin ucunda yer alan ve rüzgar nedeniyle oluşan girdapları önlemeyi sağlayan ''uç girdaplar'' üzerine çalışmaya başladıklarını bildiren Uzol, pek çok ülkenin de konu üzerinde araştırmalarını sürdürdüğünü ifade etti.
Uç girdaplarının, genel olarak uçak kanatlarının performansını olumsuz yönde etkileyen ve kanadın oluşturduğu kaldırma kuvvetinin bir yan ürünü olarak ortaya çıkan akış olayları olduğunu anlatan Uzol, kanat alt ve üst yüzeyleri arasındaki basınç farkından kaynaklanan uç girdaplarının çeşitli havacılık sistemlerinde farklı performans problemlerine yol açabildiğini belirtti.
-''RÜZGAR TÜRBİNLERİNİN PERFORMANSINI DA ETKİLİYOR''-
Kanat uç girdaplarının, oluşan kaldırma kuvvetini etkilemeden kontrol edilebilmesinin önemli ve son senelerde üzerinde çalışılan bir problem olduğunu aktaran Uzol, uç girdabının kontrolünün rüzgar türbini performansı açısından da önemli olduğunu bildirdi.
Özellikle birçok rüzgar türbininin arka arkaya sıralandığı rüzgar türbini çiftliklerinde, oluşan uç girdaplarının arkadaki türbinlerle etkileşmesinin performans kayıplarına yol açabildiğini belirten Uzol, ayrıca bu uç girdaplarından dolayı oluşan gürültünün de önemli çevre kirliliği yarattığını söyledi.
-''HELİKOPTERLERDE GÜRÜLTÜ YAPIYOR''-
Helikopterlerde, rotor palleri tarafından oluşturulan uç girdaplarının arkadan takip eden pale çarpmasının basınç değişimlerine yol açtığını anlatan Uzol, bu olayın da gürültüye yol açtığını kaydetti.
Oluşan gürültünün özellikle düşük hızlı alçalmalar ve manevralar sırasında ortaya çıktığını anlatan Uzol, bu problemlerin en aza indirgenerek daha sessiz ve güvenilir helikopterlerin yapılabilmesinin, pal uç girdaplarının kontrol edilebilmesi ile mümkün olabildiğine işaret etti.
Uzol, farklı havacılık sistemlerindeki bu problemlerin, uç girdaplarının çeşitli yöntemler kullanılarak kontrol edilebilmeleri ile en aza indirgenebileceğini belirtti.
-''HAVAALANLARININ KAPASİTESİNİ DÜŞÜRÜYOR''-
Özellikle ticari yolcu uçakları gibi kanat uzunluğu büyük sistemlerde, oluşan yüksek kaldırma kuvvetinin sonucu olarak çok kuvvetli ve büyük uç girdapları oluştuğunun altını çizen Uzol, bu güçlü girdapların özellikle havaalanlarında birbiri ardısıra kalkış-iniş yapan uçaklar üzerinde tehlikeli durumlara yol açabildiğini belirtti.
Uzol, bu girdaplar nedeniyle güvenliği sağlamak için kalkan ve inen uçaklar arasındaki mesafenin belli bir değerin altına düşürülmediğini ve bu durumun da havaalanlarının kullanım kapasitesini azalttığına işaret etti.
Uzol, uçaklarda meydana gelen uç girdapların günümüzde pasif kontrol denilen ve kanatların ucuna bir kanatçık takılarak önüne geçildiğini belirten Uzol, bu kanatçığın kanadın altındaki havanın üstüne akmasını engellediğini anlattı.
Uçaklara bir kez bu kanatçığın takılmasının ardından farklı uçuş pozisyonlarında kanatçığın konumunun değiştirilmediğini bildiren Uzol, ''Her zaman aslında bu kanatçığa ihtiyaç bulunmuyor. Bazı uçuş koşullarında uçağa ekstra sürekleme kuvveti sağladığından daha çok yakıt harcanmasına yol açıyor'' bilgisini verdi.
-''PROJE YAPTILAR"
Yrd. Doç. Dr. Uzol, projelerinde ise uçakları, helikopterleri ve rüzgar türbinlerini etkileyen uç girdapların daha etkin bir şekilde kontrol altına alınmasını araştırdıklarını bildirdi.
ODTÜ'de rüzgar tünellerinde oluşturdukları kanat modeli üzerinde çeşitli deneyler yaptıklarını ve oluşan rüzgar ve girdaplarla ilgili ölçümler yaptıklarını anlatan Uzol, şöyle konuştu:
''Pek çok modelin girdap üzerindeki etkilerini denedik ve girdabın nereye kaydığını araştırdık. Girdabın şiddetinin ne kadar etkilendiğini, tirbülans miktarını hesapladık. Kanat uçlarından farklı üfleme senaryoları geliştirdik.
Ortaya farklı senaryo demeleri çıktı. Bu senaryolar arasından girdapları potansiyel olarak en çok etkileyebilecek sistemleri tespit ettik.''
Çalışmalarında elde ettikleri verileri içeren sonuçları ABD'de düzenlenen havacılık ve uzay konferansında bilim dünyasına duyurduklarını açıklayan Uzol, çalışmalarının diğer sonuçlarını ise Türkiye'de düzenlenen Ulusal Havacılık ve Uzay Konferansı'nda Türk bilim çevrelerine aktardıklarını söyledi.
-''MEVCUT ÇÖZÜMLERDEN DAHA İYİ ÇALIŞIYOR''-
Çalışmalarında kanat üzerindeki deneylerini tamamladıklarını ve projenin tamamlanacağı son 5 ayda ise kanat üfleme konseptinin uçak motorları üzerindeki kanatçıklara etkisini araştırdıklarını dile getiren Uzol, ''Bugüne kadar ortaya konan çözümlerden çok daha iyi çalışan bir yöntem bulduk. Uluslararası konferanslarda bu konuyu bilim dünyasına duyurduk. Uluslararası dergilerde yayımlanması için hazırlıklarımız sürüyor'' dedi.
Projelerinde, yeni ve özgün bir aktif uç girdabı kontrolü yöntemi önerdiklerini ve bu yöntemin uç girdabı aerodinamik karakteristikleri üzerindeki etkisini incelediklerini anlatan Uzol, ''Bu yeni yöntem, Veter-Boyunca- Modüle-Edilen Vurumlu Uç Enjeksiyonu olarak adlandırılabilir. Bu teknikte, uç girdabı şiddetinin, değişen akış şartlarında aktif olarak minimize edilebileceği ortaya kondu'' diye konuştu.
Uzol, geliştirdikleri sistemin mevcut yöntemlerde fazla yakıt harcanmasına ve uçakların daha hızlı uçmasını da sağlayacağını sözlerine ekledi.