Yıllarını Rusya'da geçirdikten sonra sürpriz ve hızlı bir şekilde geldiği Beşiktaş'tan gidişi de olaylı ve hızlı olan Fatih Tekke, Schuster'le yaşadı kavgayı anlattı. Tekke, çok çarpıcı iddia ve suçlamalarda bulundu.
Yıllarını Rusya'da geçirdikten sonra sürpriz ve hızlı bir şekilde geldiği Beşiktaş'tan gidişi de olaylı ve hızlı olan Fatih Tekke, konuşmak için SABAH'ı seçti. Ankaragücü'ne imza atmadan günler önce gazetemize misafir olan 'Sessiz Kral' başkent ekibiyle anlaştıktan sonra da sadece SABAH'ın sorularını yanıtladı. İşte Tekke'nin Beşiktaş macerası hakkında anlattıkları:
Türkiye'de hem Galatasaray hem de Beşiktaş'tan teklif geldi. Galatasaray beklentilerin altında bir rakam önerdi. Beşiktaş'ta önce 1 milyon Euro garanti para ve maç başı 40 bin TL sözü verilmişti ancak daha sonra Sayın Fahrettin Curoğlu, 'Biz Türk oyunculara TL veriyoruz. Sana da 1.5 milyon TL verebiliriz' dedi. Ben hiç sorun etmedim ve anlaşma sağladık.
TAKIMDA MUTSUZ BİR KİTLE VAR
Schuster yönetimden golcü istemiş. Ancak sanırım beni baştan beri istemedi. Hep ön yargılıydı. Kendi getirdiği oyuncularla müthiş ilgileniyor, istemediklerinin ise yüzüne bakmıyor. Orada mutsuz ve hocayla iletişim kuramamış bir kitle var.
Sivas maçı sonrası da olaylar patlak verdi zaten. Sadece 10 dakika oynadığım maç için bana soyunma odasında, "Kendini ne zannediyorsun. Git evinde oyna" diye bağırdı. Sakatlıktan çıkmışım, son 10 dakika oynamışım ve bütün suç benim? Şaka gibi. Ardından küfür etti. Ben de "Saygısızlık etme" deyince üzerime yürüdü, göğsüyle iki kez itekledi. Eski Fatih olsam, birilerinin iddia ettiği gibi deli olsam, orada kafasını gözünü kırardım. Ama ben efendi kaldım.
SCHUSTER'İN OYUNU
Daha sonra soyunma odasında yaşanan olayı bilerek dışarıya sızdırdılar. Schuster de Ümraniye'de takımı toplayıp, "Fatih'le talihsiz bir olay yaşadık. Ben hatalıyım. Yapmamam gereken bir şey yaptım. Olay kapandı" dedi. Takım şahittir. Ama gördük ki kapanmamış. Gelinen noktada o olayın beni göndermek için bilerek yapıldığını, komplo olduğunu düşünüyorum. Ve iddia ediyorum, Schuster istemediği herkesi bir takım gerekçelerle göndertiyor. Şunu gördüm ki kendi transfer ettirdiği ya da menajerlerini tanıdığı futbolculara yaklaşımıyla diğerlerine davranışı arasında çok büyük bir uçurum var.
Ben deli değilim
Sivas maçından sonra, 'Çılgın, deli' yakıştırmaları yapıldı. Bunları hak ettiğimi düşünmüyorum. Ben deli değilim. Genelde sakin biriyim. Sadece politik değilim ve yalandan haz etmem. Kendimi çok sorguladım, 'Ben de ne kadar hata var?' diye... Ancak yaşadığım bütün olaylarda cevabını veremeyeceğim, yüzümü kızartacak bir durum yok.
Dökülene ses yok
Birçok futbolcuyu göndermeye çalışıyorlar. Ama gönderemiyorlar. Çünkü ödenen bonservis ücretleri yüksek. Ferrari'yi gönderemiyorlar. Bize ucuz futbolcu muamelesi yaptılar. Çünkü ben parayı ön planda tutmadım. Fatih, 10 dakika iyi oynamadığı için üzerine saldırılıyor. Bir sezon oynamayanlara ve dökülenlere ses çıkmıyor. Bunu camia da görmeli.
Adalıyı da uyarmıştım
Bana göre Schuster'in hocalığı tartışılır. Futbol Komitesi Başkanı Serdal Adalı'ya da söyledim, "Schuster iyi insan değil. İyi niyetli insan hiç değil. Dikkat edin, bu adam Beşiktaş'a zarar verebilir" dedim. Ancak görüyorum ki her geçen gün Schuster kontrolü eline alıyor. İstemediği futbolcuyu önce kötü gösteriyor, sonra da gönderiyor. Zafer (Öğer) hocaya bile tahammül edemediler. Bunun anlamı şu: Beşiktaş'a yeni bir kaleci transfer edecek. Takımda Schuster'le, Schuster'in menajerleriyle bağlantılı Türk ve yabancı oyuncuların durumlarını takip etmek gerek. Schuster'e bu kadar güvenmenin sonu umarım hüsran olmaz.
Ben Youtube topçusu muyum?
Beşiktaş'ta olduğum süre boyunca Schuster sanki yokmuşum gibi davrandı. Bir gün idmandayız yardımcısı yanıma geldi. 'Fatih Youtube'de senin görüntülerini izledim. Aslında iyi futbolcuymuşsun' dedi. Şaka gibi. Futbol kariyerime, yaptıklarıma, kazandıklarıma bakıyorum. Adam transfer ettiği oyuncuyu bilmiyor. Bize Youtube topçusu muamelesi yapıyor. Tekrar söylüyorum, benim Beşiktaş'tan ayrılış nedenim kesinlikle, soyunma odasındaki tartışma değil.
Sabah
Yıllarını Rusya'da geçirdikten sonra sürpriz ve hızlı bir şekilde geldiği Beşiktaş'tan gidişi de olaylı ve hızlı olan Fatih Tekke, konuşmak için SABAH'ı seçti. Ankaragücü'ne imza atmadan günler önce gazetemize misafir olan 'Sessiz Kral' başkent ekibiyle anlaştıktan sonra da sadece SABAH'ın sorularını yanıtladı. İşte Tekke'nin Beşiktaş macerası hakkında anlattıkları:
Türkiye'de hem Galatasaray hem de Beşiktaş'tan teklif geldi. Galatasaray beklentilerin altında bir rakam önerdi. Beşiktaş'ta önce 1 milyon Euro garanti para ve maç başı 40 bin TL sözü verilmişti ancak daha sonra Sayın Fahrettin Curoğlu, 'Biz Türk oyunculara TL veriyoruz. Sana da 1.5 milyon TL verebiliriz' dedi. Ben hiç sorun etmedim ve anlaşma sağladık.
TAKIMDA MUTSUZ BİR KİTLE VAR
Schuster yönetimden golcü istemiş. Ancak sanırım beni baştan beri istemedi. Hep ön yargılıydı. Kendi getirdiği oyuncularla müthiş ilgileniyor, istemediklerinin ise yüzüne bakmıyor. Orada mutsuz ve hocayla iletişim kuramamış bir kitle var.
Sivas maçı sonrası da olaylar patlak verdi zaten. Sadece 10 dakika oynadığım maç için bana soyunma odasında, "Kendini ne zannediyorsun. Git evinde oyna" diye bağırdı. Sakatlıktan çıkmışım, son 10 dakika oynamışım ve bütün suç benim? Şaka gibi. Ardından küfür etti. Ben de "Saygısızlık etme" deyince üzerime yürüdü, göğsüyle iki kez itekledi. Eski Fatih olsam, birilerinin iddia ettiği gibi deli olsam, orada kafasını gözünü kırardım. Ama ben efendi kaldım.
SCHUSTER'İN OYUNU
Daha sonra soyunma odasında yaşanan olayı bilerek dışarıya sızdırdılar. Schuster de Ümraniye'de takımı toplayıp, "Fatih'le talihsiz bir olay yaşadık. Ben hatalıyım. Yapmamam gereken bir şey yaptım. Olay kapandı" dedi. Takım şahittir. Ama gördük ki kapanmamış. Gelinen noktada o olayın beni göndermek için bilerek yapıldığını, komplo olduğunu düşünüyorum. Ve iddia ediyorum, Schuster istemediği herkesi bir takım gerekçelerle göndertiyor. Şunu gördüm ki kendi transfer ettirdiği ya da menajerlerini tanıdığı futbolculara yaklaşımıyla diğerlerine davranışı arasında çok büyük bir uçurum var.
Ben deli değilim
Sivas maçından sonra, 'Çılgın, deli' yakıştırmaları yapıldı. Bunları hak ettiğimi düşünmüyorum. Ben deli değilim. Genelde sakin biriyim. Sadece politik değilim ve yalandan haz etmem. Kendimi çok sorguladım, 'Ben de ne kadar hata var?' diye... Ancak yaşadığım bütün olaylarda cevabını veremeyeceğim, yüzümü kızartacak bir durum yok.
Dökülene ses yok
Birçok futbolcuyu göndermeye çalışıyorlar. Ama gönderemiyorlar. Çünkü ödenen bonservis ücretleri yüksek. Ferrari'yi gönderemiyorlar. Bize ucuz futbolcu muamelesi yaptılar. Çünkü ben parayı ön planda tutmadım. Fatih, 10 dakika iyi oynamadığı için üzerine saldırılıyor. Bir sezon oynamayanlara ve dökülenlere ses çıkmıyor. Bunu camia da görmeli.
Adalıyı da uyarmıştım
Bana göre Schuster'in hocalığı tartışılır. Futbol Komitesi Başkanı Serdal Adalı'ya da söyledim, "Schuster iyi insan değil. İyi niyetli insan hiç değil. Dikkat edin, bu adam Beşiktaş'a zarar verebilir" dedim. Ancak görüyorum ki her geçen gün Schuster kontrolü eline alıyor. İstemediği futbolcuyu önce kötü gösteriyor, sonra da gönderiyor. Zafer (Öğer) hocaya bile tahammül edemediler. Bunun anlamı şu: Beşiktaş'a yeni bir kaleci transfer edecek. Takımda Schuster'le, Schuster'in menajerleriyle bağlantılı Türk ve yabancı oyuncuların durumlarını takip etmek gerek. Schuster'e bu kadar güvenmenin sonu umarım hüsran olmaz.
Ben Youtube topçusu muyum?
Beşiktaş'ta olduğum süre boyunca Schuster sanki yokmuşum gibi davrandı. Bir gün idmandayız yardımcısı yanıma geldi. 'Fatih Youtube'de senin görüntülerini izledim. Aslında iyi futbolcuymuşsun' dedi. Şaka gibi. Futbol kariyerime, yaptıklarıma, kazandıklarıma bakıyorum. Adam transfer ettiği oyuncuyu bilmiyor. Bize Youtube topçusu muamelesi yapıyor. Tekrar söylüyorum, benim Beşiktaş'tan ayrılış nedenim kesinlikle, soyunma odasındaki tartışma değil.
Sabah
