'Tedbil-i kıyafet taraftarlar'dan tüyolar   Konuyu açan: alptraum   İlk Mesaj: 10-31-2010 (17:12)   Son Mesaj: 10-31-2010 (17:12)    Cevap: 0    Gösterim: 709  

    10-31-2010

    'Tedbil-i kıyafet taraftarlar'dan tüyolar

    'Tedbil-i kıyafet taraftarlar'dan tüyolar
    Yaşları 21-32 arasında. Kot pantolon ve spor ayakkabıyla, maçlarda tebdil-i kıyafet geziyorlar. Yaşadıkları, el koydukları ve çözdükleri o kadar olay var ki... Görev icabı ezeli rakip için 90 dakika tezahürat yapanı da var.

    İnci Döndaş'ın haberi

    Onlar "spor polisi". Taraftar maçı izlerken hepsinin gözü tribünde; meşale yakanı, sahaya lazer tutanı, küfür edeni, stada zarar vereni anında yakalıyorlar
    Ayaklarında spor ayakkabılar, üzerlerinde deri ceket ve kot pantolonlar, futbol maçında saha kenarında tribünlere keskin gözlerle bakıyorlar. Arkasında "Spor Büro" yazılı yeleği giymeseler onların polis memuru olduğunu asla anlamazsınız. Hem giyim tarzları hem yaşları itibariyle zannedersiniz ki tribündeki taraftarlar sahaya inmiş.

    GÖZLERİ ÜZERİNİZDE

    Spor müsabakalarında her zaman polis görev yapıyor ama İstanbul Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü Spor Güvenliği Büro Amirliği"nde çalışan bu polisleri diğerlerinden ayıran özellikleri başka. Sivil giyiniyorlar, tribün liderlerini birebir tanıyor, gol olduğunda meşale yakanları yakalıyor, küfür edenleri gözaltına alıyor, karaborsa bilet satanları ve futbolcunun yüzüne lazer ışık tutanı tespit ediyorlar. Kısaca Spor Büro, 5149 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine dair kanuna göre görev yapıyor. Siz tribünde futbol maçını izlerken onlar da sizi izliyor.

    HER MAÇ GÖREVDELER

    Sadece futbol değil, tenisten voleybola her türlü müsabakada da onları görebilirsiniz. İstanbul"da beş futbol takımı ve onlarca amatör lig ve diğer spor branşlarını düşünürseniz işleri hayli yoğun. Hatta Türk takımlarının yurtdışındaki maçlarında da gözlemci polis olarak taraftar profili açısından oradaki polislere yardımcı oluyorlar.

    Yapmadıkları tek bir iş var o da stattaki kapılarda arama. Çünkü bu görev stadın özel güvenliğine ait, dolayısıyla içeriye sokulan her şeyi tribünde yakalamak onların görevi. En son geçen hafta oynanan Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde tribünden futbolcuların yüzüne lazer tutan kişiyi yakalayan Spor Büro ekibini bir araya getirdik, bize görevlerini ve maçlarda yaşadıklarını anlattılar...

    Kasımpaşaspor taraftarının başkan olmasını istediği amir

    Yaşları 32 ile 21 arasında değişen İstanbul Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü Spor Güvenliği Bürosu"nun Amiri Tufan Rudarlı. 15 yıldır bu mesleğin içinde. Son dokuz yıldır emniyette spor güvenliği bölümlerinde çalışıyor. Hemen söyleyelim tuttuğu bir takım yok.

    Haftada 10-15 spor müsabakasında görev yapıyor, bugüne kadar gittiği maçın sayısını hatırlamıyor. Rudarlı "Bazen arkadaşlar görev yaptığım maçtan sonra "Kaç kaç bitti, golleri kim attı?" diye soruyor. Ben de "Maç kaç kaç bitti ki golleri kimin attığını hatırlayayım?" diyorum.Taraftar onu çok yakından tanıyor. Yolda gördüğünde halini hatrını soruyorlar. Hatta Kasımpaşa tribünleri ona "Tufan komiser başkan olsana, Kasımpaşa"ya başkan olsana" diye tezahürat ediyor.

    EKMEK ARASI MEŞALE

    Rudarlı, Spor Büro"nun son dört yıldır görev yaptığını anlatıyor: "Taraftarın "resmi"ye karşı bir antipatisi olduğu için sivil giyinmeye başladık. Çünkü resmi giyinen polisi gören taraftar tahrik oluyor, arbede yaşanabiliyor. Ama arkadaşlarımız taraftarın davranış şeklini ve psikolojisini bilip son dört yıldır her maçta görev yaptıkları için hiçbir sıkıntı olmuyor. Bundan dört yıl önce maçta bir gol atıldığında tribünlerde onlarca meşale yakılıyordu. Şu an bu bire ikiye kadar düştü. Tribünde meşale yakıldığında arkadaşlarımız foto film şubemizin kameralarıyla tespit ediyor, sonra tribüne çıkıp o şahsı bulup gözaltına alıyor. "

    Maçta küfür etmek, meşale yakmak tabii ki yasak. Tufan Rudarlı yaşadığı iki ilginç anıyı şöyle anlatıyor: "Stada girişte kapıdaki aramayı biz yapmıyoruz, özel güvenlik görevlileri bu işi yapıyor. Üst araması yapılıyor ama meşaleyi olmadık yerlere bantlayabiliyorlar. Mesela "Abi ekmeğim bu benim" diyor, bakıyorsun ekmeğin arasında meşale. Genelde küçük çocuk ve kadınları kullanıyorlar.

    TARAFTAR HEP AYNI

    Maçta küfür etmenin cezası bin lira civarında. Bir maçta, tribünde kadınlardan biri nasıl küfür ediyor rakip takıma, geçtim karşısına sus işareti yaptım, "Pardon, pardon" dedi."

    Rudarlı"nın tecrübesine göre taraftar gruplarının nasıl olduğu-nu sorduğumuzda "Hepsi aynı" diyerek önce espri yapıyor: "Büyükşehir Belediyespor"un taraftarı çok güzel, taraftarı olmadığı için... En fazla iki, üç kişiyle maçı izledikleri için." Sonra şöyle devam ediyor: "Maçın tadı seyircisiz çıkmıyor ama Avrupa"daki gibi herkesin oturarak izlediği maçları özlemle bekliyorum. Tamam bağırsınlar ama oturarak ve taşkınlık yapmadan. Mesela basketbol maçına getirilen futbol seyircisi koltukların üzerinde zıplıyor. Her sene "Size bu yıl oturarak maç izlemeyi öğreteceğim" diyorum ama oturmuyorlar."

    Karaborsacılar arasında adları "Ramazan"

    Özay Açıkel, 28 yaşında, sosyal bilgiler öğretmeni aslında. Ailesinde pek çok kişi polis olduğu için bu mesleği seçmiş. Futboldan anlamıyor, hangi futbolcunun hangi takımda oynadığını bile bilmiyor. En iyi bildiği şey taraftar grupları.... Açıkel ise başından geçen ilginç bir olayı şöyle anlatıyor: "Bir gün İnönü Stadyumu önündeki büfedeydik. Sivildik, karaborsacılar yanımıza geldi "Bilet lazım mı?" diye sordu. Bunlar polise kendi aralarında "Ramazan" diyor. Taraftar gibi davrandık, dört bilet istedik. Üzerlerinde bir bilet vardı, diğer biletleri almak için birlikte başka bir yere gittik. Hepsini yakaladık, "Biz de Ramazanız" dedik."

    Özay Açıkel"in anlattığı şu anısından taraftarın psikolojisine ilişkin bir tespit daha yapabilirsiniz: "Galatasaray maçında bir adam eşiyle geldi. Tek biletleri var. Turnikeden çift giriş yapmaya çalışıyor, yasak deyince eşine dönüp "Sen burada kal, ben içeri giriyorum" dedi. Kadın ağlamaya başladı, "Zaten bu benim başıma bela, evdeki tüm tabakları kırıyor" dedi. Kız arkadaşını, nişanlısını dışarıda bırakıp içeri giren o kadar çok kişi var ki."

    Sahaya su şişesi atan taraftar doktor çıktı

    Çevik Kuvvet Spor Güvenliği Büro Amirliği"nde görev yapan polis memurlarının büyük bir bölümü üniversite mezunu. Onlardan biri de Mersin Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümü mezunu 30 yaşındaki Ahmet Demirel. Dört yıldır Spor Büro"da görev yapan Demirel"in gözünde taraftarın cinsiyeti ya da statüsü yok; taraftar taraftar: "Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde Fenerbahçe tribününden içi su dolu bir pet şişe aşağı atıldı. Bir arkadaşın yüzüne geldi. Tribüne çıkıp şahsı bulduğumuzda şahıs doktor olduğunu söyledi. İlk önce inanmadım, kimliğini gösterdi. Statü önemli değil, grup psikolojisinin içine girdiklerinde bambaşka insan oluyorlar."

    Statta olay çıkaranlar kıyafet değiştirerek kaçmaya çalışıyor

    32 yaşındaki Mevlüt Zeybek, dört buçuk yıldır spor büroda görev yapıyor. O da beden eğitimi öğretmenliği bölümü mezunu. "Göreve başlamadan önce Beşiktaş"ı destekliyordum ama burada çalışmaya başladıktan sonra hiçbir futbol takımını desteklemiyorum" diyen Zeybek, şöyle devam ediyor: "Seyirci olarak baktığınızda sadece maçı izliyorsunuz ama o maçta görevliyseniz taraftar grubunun ne kadar kötü olabileceğini görüyorsunuz. Halk olarak sevinci yaşamayı bilmiyoruz. Gol olduğunda bizim gözümüz tribünde çünkü o an bazı kişiler grup psikolojisiyle hareket ediyor, sahaya atlamak istiyor veya bir şey atıyor, meşale yakıyor. Geçen yıl Beşiktaş-Kayserispor maçında tribünde meşale yakıldı. Yakan şahsın yerini tespit ettik ama şahıs sürekli yer değiştiyor. Bizi bildikleri için şaşırtmaya çalışabiliyor. Mesela yanındakiyle üstündekileri değiştiriyor."

    Bir Fenerli olarak 90 dakika Beşiktaş lehine bağırdı!

    29 yaşındaki Ersin Aras da beden eğitimi öğretmenliğini bitirmiş. Dört yıldır polis memuru ve hep spor büroda görev yapmış. Meslek aşkına neler yapmamış ki? Koyu bir Fenerbahçe taraftarı olan Aras, Beşiktaş lehine tezahürat bile etmiş: "İlk göreve başladığımda meşalenin yoğun olduğu zamanında komiserim üç arkadaşı seçti. Bir Beşiktaş maçıydı. Atkıları, şapkaları taktık, formamızı giydik, elimizde de bayrak var. Koyu bir Fenerbahçeli olarak 90 dakika boyunca meslek aşkıyla Beşiktaş lehine tezahürat ettim."

    Bilerek spor giyindiğini anlatan Aras "Spor giyinmek işimizi yaparken rahatlık sağlıyor, bu sayede taraftara da benziyoruz" diyor.

    FB-GS derbisindeki lazerciyi yakaladı

    Aslında ziraat mühendisi olan 29 yaşındaki İlker Yol, iki yıldır polis. Kendisi en son Fenerbahçe-Galatasaray maçında tribünden futbolcuların yüzüne lazer tutan taraftarı yakalayan polis o. "Ahmet Abi (çalışma arkadaşı Ahmet Demirel) ile konuştuk, şahsı tespit ettik, gittik tribünden aldık. Kendisine altı ay müsabakalara girmeme ve bin 500 TL para cezası verildi" diyor.

    İlker Yol"un bir başka özelliği ise tribünden gelmesi. Tam 15 yıl boyunca takımı Trabzonspor"u deplasmanda bile desteklemiş: "Şimdi masanın diğer tarafındayım, tribünden geldiğim için taraftarın psikolojisini çok iyi biliyorum. Trabzonspor maçlarında sevincimi içimde yaşıyorum."

    Star




    'Tedbil-i kıyafet taraftarlar'dan tüyolar Yorumları