Ne zaman bir mavzer sesiyle irkilsem
Uyku tutmayan gözlerimi hayret ederek sesin geldiği yöne diksem
Bomboş sokakların, ıssız kaldırımların, fersiz yanan lambanın sukutuna yönelsem
İçim sızlar, yâd ettiğim bir âlemin sancısı başlar, o an kalbim hangi manada atar, bilsem


Söyle kim ayrılmak ister ki yârinden
İnsanın ruhunu ihata eden ve anılan derinlikten, keder ikliminden
Bahtın beklenmeyen tesirinden, lahavle çektiren eleminden, yüreği burkan histen
Ne vakit yastığa başımı koysam, izanımın kayıp yıllarını ayıklasam, gamımıdır dedirten


Ey nefesin sahibi, emanetin banisi
Nedir bu karamsarlığım, umut sağanağımda artık solan kanaatim
Sabır saatim, edep hassasiyetim, iradi zafiyetim, bağnaz muhalefetim, niye böyleyim
Sanki hüzün mevsimindeyim, kalbimi hicranın ahengiyle teksin ederim ben azade miyim


Neden okuduğum kitaplar yetmiyor
Aklım ve izanım ruhuma geçit vermiyor, idrakim niye sukut ediyor
Hangi kapıları çalmalıyım, hiç yılmadan bir ömür harcamalıyım, aşka kapalı mıyım
Sevda sahrasından ne kadar uzaklardayım, suallerin mi hastasıyım, neden ben yastayım


Ne zaman yetişeceğim o huzura
Ruhumu ve kalbimi hiç yormayan bir yolculuğa, ahım yalnız kalsa da
Ruhumun hicran damlaları yakamı hiç bırakmasa da, gözyaşlarım kurumadan aksaya
Sineme vecdini bağışla, dirliğim için çile ile yol bulmama ne olur acıma, Rabsin bağışla


Yıllardır hasret kaldığım gül konuşsa
Ruhuma seslenen dikeni, esrarıyla kalbime yaklaşsa, yine de uyutma
An ve vadinde akan zaman senindir, aşk hakikatin için senden gelen ilham-ı halvetindir
Ne olur beni bana bırakma nefsi vesveselerimle buluşturma aczi yeti irademe yaklaştırma


Sen sahibimsin, yaratan Rabbimsin
Her türlü şerden, fark edemediğim akıbetten, yalan ve riya telkininden
Benlik adına tekebbüre girmekten, ihmal ettiğim ve ötelediğim heveslerin vehminden
Ruhumu ve kalbimi koru aklımı ve idrakimi beyhude vakit ayırmam için hiç fırsat verme


Mustafa CİLASUN