Nasıl bir

Çaresizliğe gark ettin ki

Melalim sefilliğin hüznünde ağlar



Ne kadar

Aransam gelmez şu bahar

Sen beni meftunu aşk eyledin ey yâr



Dökülen

Her damlaya aşk mahzun

Yokluğun insicamın çaresiz mahkûm



Sevdan

Yollarında hicranım sökün

Aşkına amade hasretine avareyim yâr



Sen ki

Gıyabi nazarı bana çok görme

Hicranım dinmez sen hiç kulak verme



Hakir

Görerek halimle alay etsen de

Unut beni hiç bir imkânı yok desen de



Mahkûmum

Neylersin yine sen bilir misin

Vicdan nedir acısıyla bir nefeslenirmisin



Aşkın

ilgası için tefekkür eder misin

Nasip olması için niyaz nedir hiç bilir misin



Bir zamanlar

Sevmek sevilmekten çok evladır

Diyordun hikmetin tecellisinden çok habersiz



Sendelerken

Bu halimi, bir mecal bırakmadın

Aldığım nefeslerde mütemadiyen hüznü yaşattın



Bir gün

Hüzün melalini kuşattığı anda

Sen artık asla çıkma ortaya alış yalnız kalmaya



Ne aşka

Nede gözlerden akan bir yaşa

İtibar etme, hislenme, ayna karşısında sessizce





Mustafa CİLASUN