Âdemi beşer
Önce insan ve daha sonra
Adam olmayı muhakkak hedefler
Adam olma hakkını kazanmış bireyler
Yaratılma hilkatine göre hareket ederler

Bu insanlar
Asla sığıntı olmayı
Tesadüfe inanarak yaşamayı,
Nedamet duymayı hedeflemezler

Evli olan bir bayan,
Öncelikle kimlere güven
Duyacağını her şartta bilmelidir

Şayet bunu bilmiyorsa,
Emanet kavramına da yabancıdır
Hareket ve kuvvetin
Asıl sahibini bilme zorunluluğumuz mutlaktır

Bilmiyorsak şayet
Bireyleri, beyleri ve hanımları
Sevmenin ahengini sağlayamayacağımızdan
Retlerimizde hüsranı yaşamamız kaçınılmaz olacaktır

Evrende hayatını
İdame ettiren bir âdemoğlu,
Yaratıldığı hilkat üzerine hayatını
İdame ettirmesi kaçınılmaz olandır

Âdemin sulbü
Ve meşrebi, Sosyal
Ve psikolojik analiz gerektirir


Âdem
Mükellef oluncaya kadar
Elbette ki masumdur bu bir hukuktur

Sabiliğin cazibesi
Bir emanet olarak masum
Ve şefkate muhtaç olmasıyla bağlantılıdır


Evrende bulunmak
Mutlaka evrensel olmayı da
Her birey için gerçekleştirmeyecektir


Evrensel olmak için
Kanaat sahibinin niyeti
Cehdi, idraki ve inkişafı
Bir mutlakıyeti gerektirecektir


Evren, kıtaları
Ülkeleri, şehirleri, kasaba
Köy, belde ve mahalleleri kapsadığından


Âdem
Nereye giderse gitsin,
Fani olmadığı müddetçe,
Evrende kalmaya mahkûmdur


Evreni halk eden,
Onun gerçek sahibiyken
Rahmetinin gereği, uyarıcı ve tebliğ
Elçilerini, gaflet derinliğinde ki âdemlere göndermiş


Âdemlerden
İman edenler bu elçilere
"Efendim" diyerek teslim oluyorlar

Birde refikalar
Beylerine efendi derler


Rahmet elçilerin
Efendiliğine itibar ve iman edenler
Asla bir başka efendiye ihtiyaç duymazlar



Mustafa CİLASUN