Ne kadar anlamak için uğraşsam
Sabaha denk kaldırım taşlarıyla, suskun ve sakin sokaklarla arkadaşlık yapsam
Kanaya yaramı, sinemde dem bulan hicranı, aşka hasret yakarışlarımı acıyla yazsam
Hüznün anlaşılamayanını kendime alsam, müddeti nefesini sevdanın kollarına bıraksam


Bazen dalıp gidiyorum, bilemiyorum
Hangi nedene erişsem, bedelleşmek için sualeri derlesem, o an bir hüzün duyuyorum
Göçüp gidene bakıyorum, ardında bıraktıklarını anıyorum, hicranımı içimde saklıyorum
Sanki ruhum kanatlanan bir kuş misali gözlerden kaybolacak nefsaniliğimi hesaplıyorum


Ne ağır geliyor, içinde hapsolduğum zaman
Her vakit suskun hücreyi nefesleniyorum an be an, dermir perdeler kimler için elemli gam
Yaslan be kardeşim arkana yaslan, üzülmek ve figan etmek yakışmıyacak sana, bu akşam
Gece kime ne söyler, akıl ve idrak hangi zamanda feragat etmek ister, vicdanımı anlasam


Sanki derinden gelen bir çığlık duyuyorum
Kimi zaman arkama ve önüme bakınıp aranıyorum, neden kalbe kayıtsız kalıyorum
Ruhun figanını hakkıyla anlamıyorum, kalbi inşirah için çırpınıyorum, o aşkı anıyorum
Sinem ne kadar kurak, şefkat ve hamiyetten bu kadar mı ırak, saki kalkta bak, soruyorum


Asmalar salkım saçak, ibretle şu üzümlere bak
O salınan yaprağı ne kadar rızkım için bir fark, yatıp durma ey nefsim ibretle ayağa kalk
Niye hizmet için beklersin, ne kadar hak eden bir değersin, kanaati sual et,sevda nedir bak
Feda olmak bedeli gerektirir, şayet aşk kalbinden uzaksa nasıl bir kederdir, öğrenmeye ak


Miskinlik ne büyük zülümdür, aşka da manidir
Fikretmek için bilgi ve malumat sahibi olmak gereklidir, yoksa tefekkür zihnine külfettir
Neden mühlet bedel-i ahirettir, mizan kimler içindir, keyfiyet hesabi olmadıkça eziyettir
Felaha erişmek, ihsan ile istikametini terennüm etmek, aşk ve o sevdayı hakikat bilmektir



Mustafa CİLASUN