Bilmem ki ne söylemeli ve nasıl bir lisanla yadedilmeli
Henüz sabahın mamurluğunu üzerimden atmak üzereydim, geç kalmış şahittim
Haberleri takip etmek için dikkat kesilmiştim,Derya Sazak biraz şaşkın haldeydi
Mezuudan uzaklaşak birşeyler mırıldanmaya adaydı, o an hüzünle haberi sıraladı



O zaman yüreğimden birşeyler kopmaya başlamıştı
Alıp götürmüştü zaman, yıllar öncesinden yaşanmış olan, anısı bulunan heyecan
Bir telofonla başlamıştı, Ankaraya davet edilmem ve meraka hasredilmenin ramı
Özel kalem Sn.Erbakan hocam sizi genel merkeze görüşmek için davet ediyor farkı



Peki, dedim ve hazırlık yapmak için işyerimden ayrıldım
Fakat, ne için olduğunu tahmin etmeme rağmen,bir telaşı içimden hiç atamadım
Nihayet genel merkeze varmıştım, hayli kalabalıktı ve yerel seçimlerin zamanıydı
Heryer tıklım tıklımdı, herhalde çok bekleriz kanati sinemde nedense ağır basmıştı



Geldiğimi haber verdim, beklemeye mütereddit bir halde temayül ederek başladım
Az bir zaman geçti, merdivenden indiklerini fark ettim, kalabalık bir an ve sıraydı
Rahmetlik insan fevkalade azimli ve kararlılık içinde edeta mutat murakabedeydi
Direkt odasına alındı ve Rıza Ulucakta refakat eden bir tavırla hemen yanındaydı



Özel kalemi haber vermişti ve o kadar kalabalığa rağmen ve hiç bekletilmemiştim
Hocam bekliyor dendi ve içeriye girdim, ayakta bekleniyordum, selam vermiştim
Büyük bir nezaketle bukabele ederek, o an misafirperverliğini yakinen göstermişti
Sual etti ve bende kalbi kanaatlerimi ifade ederek sohbet etme fırsatına erişmiştim



Alakadar olduğu konu, ilgili gazetenin bölge temsilciliği görevini tevdi etmesiydi
Meramımı arz ettikten sonra murahhas aza eski Konya valisi Mustafa beyi aradı
Vaziyet hakkında talimatlarını büyük bir nezaketle sıralayarak haberdar ettiler
Ve bana İstanbul'da bekleniyorsunuz konunun önemine binaen giderseniz dediler



Peki, dedim ve vedalaşmak için izin talep ettim, büyük bir muhabbetle sarıldılar
Dua ederek umut etmem için gönlüme şevk ve sürur bıraktımışlardı vefakar canlar
Dikkatimi çeken ve rikkatini ayan eden ne kadar zinde bir hafıza azim şahikasıysı
Kapıdan çıkana kadar ayakta ve nezaketen oturmamıştı, böylesi naifleşen insan



Yıl 1989,ay Ekim olmalıydı,hasrettiği o gayreti ve azmi görünce kendime acıdım
Ne kadar hesapsız vakit harcadığımı ve gerekçesiz yaşadığımın üzüntüsünü tattım
Taltif ve teveccühlerine muhatap olmuştum, ne kadar alicenap bir inssanı tanıdım
Milli Nizam partisi başlangıç ve saadet partisi nihayet için sanki rama muhytaçtı



Şahidim bu mümtaz şahşiyetin gayret ve himmetine, elinden geldiği aşk nispettiyle
Her gayesine legal manada erişmek için sabrı ve kanaati vatandaşlara ulaştırmıştı
Asla bezginliğe, yeise itibar etmeden yol almayı sevda ve aşk sanatıyla anlatmıştı
Hoş bir sedaya hasret kalan nefeslere yakinen vecdi ve ihsanı hatırlatarak yaşattı



O an ve beklenen zamana aşıktı, yol budur başka bir yol diyecek kadar yakındı
Ne kadar ülfeti var ise, ihlas ve ecir tedrisat-ı onun vazgeçmediği bir sanatıydı
Yıllarca usanmadan ve yılmadan halkına yakın oldu, kimseye kırılmayan insandı
Sevgi ve aşkı, hakikatin manasına olan ihtiyaçla umum-u efkara azimle sıraladı


Nezih ve muhabbetli bir candı, ilim ve irfan konusunda çok farklı bir ummandı
Kim ne kadar tanıdı ve hangi habetlerin lahzasıyla bakıp yargıladı, şimdi o aşktı
Vadettiği ne varsa, tefrika ve hamasete geçit vermeden gönüllerde yaşatan merandı
Şimdi geriye ne kaldı, artık bekleyen kefeni inanıyorum ki naif bir sürur kuşatmıştı
(Cenab-ı Hak rahmet eylesin, ruhunu şad etsin, ecrini atisiyle bereketlendirsin)



Mustafa CİLASUN