Ne kaldı geriye, hicran kalbime hüzünle iniyorsa
Nefes takatime yetmiyorsa, umutlar vazgeçiyorsa, suskun sokaklar inliyorsa
Nereye baksam, gönlümün burukluğunu yıllardır saklasam, kar etmeyen bir korsa
Unutmak mümkün olmuyorsa, dil lal olmayı diliyor gözyaşları ahu figan ediyorsa



Söz kar etmez, kalp sürura erişmez, gam bitmez
Hangi lisanın aşkıyla nefesi zerketsem figanım ahına erişmez, günler hiç geçmez
Mehtabın seyrine dalıp ufuklara uzansam, ruhumda filizlenen hülyaları anlatsam
Göçüp giden zamanın feryadıyla mahcubiyeti sayfalara yazsam, ahımı anlatsam



Neydi susturan an ve kalbini hicrana koyan zaman
Sessizliğin vadettiği hazan, her an hüzünlüdür sensiz nefeslendiğim her akşam
Zikrine ram olduğum, ded-i gamıyla süruru unuttuğum, gönlümü kuruttuğum şan
Hangi atrılık şevke eriştirir lal olnan dili şakıyan bülbül misali aşka eriştiren o an



Nereye yaslansam, içimin yanıklığını burukça anlatsam
Kalbim hüzünlenir, gözyaşlarım depreşir, vicdanım neden umutlarımla yüzleşir
Neydi farkedemediğim an, sesni alıp götüren hicran, hasreti ilhak ettiren o vicdan
Hep suskun mu kalacaksın, hiç mi merak ederek o umutlara ibretle bakmayacaksın



Nice yıllar geçti, hala kalbimde ki umut firar etmedi
Ne vakit yalnız kalsam ruhuma refakat eden figan hiç yolda bırakmadı, anladı
Ne yazılan mısralar hakkıyla anlaşıldı, ne içine düştüğüm badireden aşkla çıkıldı
Gönül kapım neden kapandı, inşirah niye kalbime uğramadı, vuslat nasıl zamandı



Mustafa CİLASUN