Sanki aç ve susuzum
Korku ve panik içinde nasıl bir suçluyum, neden umutlar için sıkıntı duyan biriyim
Ne bekliyorum, kimden diliyorum, niçin aşk derinliğinde düşünmekten çok çekiniyorum
İçimin titrediğini hissediyorum, nefesim kifayet etmiyor biliyorum, niye sancılar yaşıyorum



Nedir bu kadar hıçkırtan ıstırap
Yalnızlık limanlarında sinem ne kadar harap, niçin kalbim hakikat ilgasında çaresiz durak
Sürur hangi dirliğin payesinde, sanki haz maziden nazar eden iklim ötesinde seslenen burak
Nereye gitsem, etrafımda koşuşturanlara meramımı aşikar eyleyip sorsam yoktur hiç iştiyak



Bir burukluk var sinemde, nüksediyor sessizce
Gözlerim hangi tepelerin bilinmeyen ve merakı celbeden asude dirliğinde kendi kavlince
Sual etmek, tahkiki öncelemek, bin bir derdi gamın hikmetiyle vuzuha erişmek hangi lehçede
İnandım vakit geçiyor, bin hüzün vadeden hülyalar şadıma hamiyetiyle nazar etmiyor bence



Bazen hadi gel desem de, hiç ses gelmiyor derinlerden
Ellerimi açıyorum, arzın inhizarında hıçkıranlara bakıp kalbi burukluğu anıyorum neden
Hangi vaktin şafağında umut ruhuma şefaat edecek, ümmetin dertleri sürur ekecek kalpten
Tefrikalar dinerek, seküler ayaklanmalar akideler için bereketlenecek hangi lisanın vecdinden



Niçin sulh talep edilir, çile çektirmek derlenirken
Eza ve cefanın bir haddi var illaki vakti ve saati hangi kuddetin vadettiği çok aşikarken
Cemaat asabiyeti, nüfus için telakkileri, tahkiki kurutan emelleri sineleri bir bir kuşatırken
Nasıl bir ecir, malahatlar alıp başını gitti nicedir, kalp parsenlendi nefsanilik bizi kuşatırken



Mustafa CİLASUN