Anlatmıyor günler, aylar
Servi boylu ağaçlar, düşen hazin yapraklar, kanatsız kuşlar, bitap bırakan yalnızlıklar
Yıllar sinemi ne kadar acımasızca dağlar, sanki içimde kalbimi buğulayan bir yangın var
Ne vakit açaçaktır ruhumun hüzün bahçesinde bir ilkbahar, aşk neden esiniyle halime bakar



Çıkıyorum dağlara, yamaçlara
Sessizce bakıyorum umut içinde aranan sürur içinde ki kuşlara, rüzgar atıyor bir nara
Heyhat ki aklım avara, ucsuz bucaksız umman ruhuma temaşa ediyor çok uzak nazarıyla
Ey saki neden anlamazsın meram-ı halimi, katip yazmıyor ki içimde dinmeyen hasret şadını



Ne sahilin sessizliğinde umut var
Ne hicranın sahnesinde ruhum için bir deva var, ne akıl sır ermeyen meyanın vecdinde ar
Nerde kaldı günyüzü görmeyen o niyazlar, bahtım için bekleyen firkatler, şu ab-ı hayatlar
Her zaman mı kalbimi mest edecek yakarışlar duyulmayan sessiz çığlıklar ve akan bu yaşlar



Ner söylesen çare değil, yeiste ki sancılar
Çekilen bunca acılar, eleme gark olan sukut içinde ki vicdanlar, rahmete ram olur ulvi aşklar
Akıl niye var, edep ruhun yetisinden bahşedilen en nadide bir ar, iraden vazgeçmek için var
Yoksa nefes almak, nefsi telakkilerde yol bulmak kul için bekleyen nar, aşk idrak içinde bahar



Aklın ve izanın için aşkı öğrenmelisin
Hanhi minval üzre ulviyet kazandığını nefeslenmelisin, tensellikten ariliğini bilmelisin
Aşk, hak ve hakikatın didarında nazdır, gayret ve cefanın bazıdır, ruhun aklet neye hazırdır
Fikredermisin mühlet niye emanet-i bahttır nefesin zerresinde nefs bekleyen kimin nazarıdır



Mustafa CİLASUN