Her vakit bu lahzanın umudundayım
Bazen derd-i gamımla niyazın efkarında bir hazanın hüznünü yaşamaktayım
Giden gitmiştir artık ve fakat neden akan kadrenin dıramıyla mahzunluk yaşamaktayım
Niçin yıllardır yastayım, onmayacak bir hastalıpın kollarından umut ile sabahlamaktayım



Nedir sinemi kuşatan dinmez sızlanış
Aşkın esarında ki hakikate kim ram olmuş, ruhun idrake sunduğu sevdaya ulaşmış
Emeller mi yıpratmış, kalbin latifliği aşkın inşahı ile hakikat didarında mı anlamlaşmış
Kim bir bade içmeden sarhoşlığun vecdinde sabahlamış, yoksa avuntular mı halimi aldatmış



Demek ki kalbin marazlığı varmış
Nasıl ayrık otları bereketli toprağı kuşatıyorsa, aklım ve vizanım için ibret-i sadıkmış
Hani kökleri kurutan bir danaburnu asalağı taprağın altında saklanarak iflahına bakarmış
Nefsin teskiyeden uzak hali, yasaklara ve kebirlere ihtiyaçlıymış, aşk bu manada bir farkmış



Bir toprağın suya hasreti haktır
Kalbin ve ruhun firkati, vuslatın aşka olan muhtaçlığında en ülfetli bir taçtır
Muhakkak ki insan denen canlı aklıyla, ilmiyle ve iradey-i tercihiyle maşuka ihtiyaçlıdır
Yoksa yaşamak ne kadar manasıyla ahenkleşen bir sevdadır, hesap kalbimde aşk-ı hicrandır



İklim değişiyor, nesil nereye gidiyor
Mazisini reddi miras telak ki eden, atisinden aşk ve şevkle söz etmeyen bir yabandır
Ne ölçüsüz anne şefkati, ne babanın azim içinde ki yön gerekçeleri onun nefsinde payedir
Kalbin titreyişteki nidası hangi lisanın farkıdır ruhun idrake sunsuğu aşk artık unutulandır



Mustafa CİLASUN