Böyle başlamıştı ilk hıçkırıklarım
Annemim mahzun nazarlarından akan hicrandım, hüzün zamanındaydım
Babam sabahlara denk çalışırken, umutları hazanlaşırken evet, ümidi onlara sunandım
Bilmem ki yıllar geçip gitti, bababm ve annem toprağa hasredildi, hala ben onlarla yaşardım



Sosyalleşme adına neler heba edilmedik ki
Medeniyet sultasına zihinler gerbeleştirilmedi ki, akıl ve izan ruhsuz inşa edilmişti
Ne kadar gayret etsen, içini çekerek sukutun nidasını nazarlarınla aksettirsen nafileydi
Dikkta edilen, prangalara çekilen bedenler kimindi, zindanlar yıllarca hıçkırıklar içindeydi



Şayet bir illegalite varsa kime sormalıyım
Talan edilen yılları ve hakir görülen gönülleri nerde bulmalıyım, atimi nasıl bakmalıyım
Tesis edilen ve kabuk tutan istikrarın tahrikini ben şimdi hangi maslahattan anlamalıyım
Onlarca gönüllü kölelik ruhları esir ederken aidiyetim için itikadımı nasıl aşka bırakmalıyım



Evlatlarımızı bizler, niye askere göndeririz
Şu an askerde bulunan oğlum Abdullah ve İbrahimi bu binval üzre nasıl ikna ederim
Hangi mukaddesat uğruna entrika ve desiseleri, darbeler için tutanakları sürurla söylerim
D.devlet diyorlar evet, yıllardır bu milletin sinesinden tebarüz edenleri kemiriyorlar derim



Neden bu mahzun millet hakir görülür
Dokunmazlık zırhına giren onca askeri tesizler kimden bu kadar gizlenir ve payelenir
İkdidar olmak be manada nekadar müşkil bir iştir, devleti yeniden elden geçirmek asliyettir
Hak ve hakikat o vakit zihinlere yeniden şehredilmeli ve kalbi marazlardan temizlenmelidir




Mustafa CİLASUN