Evet, bir yolun ilk adımını atmıştık
Farklılıklar içinde umutla yaşadık, bazen hicran, bazen süruru yudumladık
Yıllarca anlamak ve öğrenmek için mi yaşadık, neden muhakemeyi aşkla yaşatmadık
Hangi gayeler içinde kandırıldık, ümitlerimizle yıkıldık, maarifi manasından çıkartmıştık



Vakıa ki vesilelerin dirliğinde candık
Öncelikle kim ne söylerse hiç gocunmadan inanırdık, sonra bir acıyı tadardık
Oysa zafiyet indanın içindeydi, ancak iradi olmak tedrisata tabi olan bir maslahattı
Azimet ve gayret aşka açılan bir mefkure olmadıkça meretti, nevaleler için ruhlar satılmıştı



İlk adım “oku” iken uzaklarda mı kaldı
Müfredatı okumak mı nesilleri aşk ve mefkureyle buluşturacaktı, nefs ne yaptı
Celal Bayar hatıratında”Şayet dini okulları açmasaydık, sinelerden gelen sele kapılacaktık
Kalpten neşet eden aşkı durdurmak için ezanı aslına kavuşturduk, sukuneti öyle sağladık”



Devlet-ialiye tarafından kandırılmıştı
Asırlar bu yapılan ihaneti nasıl unutacaktı, nihayetinde evvel emirde bir hesap vardı
Binlerce gencimiz meydanlara pazarlandı, akan kanı hoyratça katiller varlık için kullandı
Masum ve mahzun illet ne yaptı, sabrın ve kanaatin içinde ruhunu ve kalbini pek anlamadı



Zira icbar edilen çaresizlik aşikardı
Peki, şimdi geriye ne kaldı, tahkik kabiliyeti ruhun özgürlüğü nispetinde manalaştı
Nefisler ne kadar hükmetse de akıl ve izan aşkın hakikatine ulaşmak için asırları sayıkladı
Aryık hülya olmaktan çıktı, marifet aklın ve ruhun asliyetinde var olmaktı ve aşk anlaşıldı



Mustafa CİLASUN