Sanki açık denizlerde yol alan bir sakineyim, şaşırmış bir haldeyim
Kalbimin bu mahzun halinden bilmem ki nasıl, kime şikayet ederim
Niye mütemadiyen susuyor şu dilim, sinemin her halinde ben sefilim
Ne kadar ah etsem, şimdi mahcubiyet içindeyim, boyunumu bükerim



Bazen geçmiyor zaman, aklım almıyor başlıyor elem vadeden hicran
Elbette damarlarımda akıyor bir aşk ile müddetinde durmayan o kan
Ha canan, ha can, ne vakit manaya gark olacaktır bu hüzünlü akşam
Suskun çığlığım feryat ediyor çileli ömrün bu fakir hali neler söylüyor



O an kör kuyular aklıma geliyor, masum nefesler imdadıma yetişiyor
Ne kadar manaya hasret kalmış sabır bir varsa gönlümde nüveleşiyor
İçimin titremesi geçiyor vekalbi burukluğum sakinleşiyor, aşkı diliyor
Ne kadar uzaklaşsam, denizin maviliğinde ruhumla anlaşma yapsam



Hani bir mavi marmara vardı, o an ecrin sultanlaştığı farkı zamandı
Niye Furkanlar, aşka kurban olan canlar, şehadet için anın hesabıydı
Şeref ve payenin bekleyen didarı olarak, hicran ile anılan bir aşklardı
Şimdi onlardan geriye ne kaldı, fedret devri demek, neden alışkanlıktı



Cehtin ve mücadelenin an ve zamanı, ancak aşkla taltif edilen gamdı
Azimet kimler için ardı, nefsin sultanlaştığı bir zamanda aşk kaçardı
Dilbaz olmak, şekliyete soyunup nüfusu artırmak kimlere ahmahlıktı
Maslahat, azimeti ve gayeyi sekteye uğratıyorsa, hesap kim için vardı



Mustafa CİLASUN