Ne muğlak kalan mana, kalp ile buluşacak
Ne yüreğin mahzunluğu umudun vecdinde, ruhun için vuslatı aşkla aralayacak
Bazen yüreğin daralacak, sanki gün hiç açmayacak gibi bir yılgınlık yaşatacak
Ne müddeti nefes ne tezkiyeye muhtaç olan bizar nefs ihsan olmadan manalaşacak




Hiç mi susmayacak bu sükut etmiş hal
Nazarlar zerk ediyor, gönüller yeksan içinde yeisle bedelleşiyor billahi izmihlal
Bu kadar mı sefilleştik ruhlarımızın esareti için ses çıkartmadan kavilleştik ne hal
Lal olacak ne varsa tarumar, akıl ve izan idrakim için sadıksa, aşk gönlüme bir ar




Neye takat kaldı,gönüllü köle olmak vardı
Nefeslerin ne mecali ne şevki melali süruru meyandı, nazarlar niye alaturkalaştı
Mazimi anmak, bir iftihar vesilesi saymak artık suç olmaktan çıktı, manasızlaştı
Ne umman için dile gelen hezeyan tesiri kaldı, ne sevda ruhumda aşkıyla koklandı




Ne kadar sinemde korkuyu barındırdıysam
Ve zan içinde haşyetin pervazlarında sanık olduysam, kendimden o an uzaklaştım
Açılan güne şöyle bir umut içinde baktım, firkatin namı diyarında o aşkı kokladım
İçimin titremesiyle acziyetim için fevkalade bizardım, o vakit nasıl şakıyacaktım




Ne kuşların serencamında bir vakaydım
Ne hicranın suskun duvarlarında melülleşen vicdanım için yanıp bir hal aldım
Neyi ne kadar anlamıştım, neden bu ahval üzre sualler içinde yol alan sanıktım
Yine buğulanan gözlerimden yaşları sessizce bıraktım, evet edebi hal için sakladım



Mustafa CİLASUN