Soluk soluğa kalmıştı
Derdini anlatmak ne kabil, şakın birşekilde etrafında bakınıyordu
Merakla bekledim, diraz olsun dinlemesi için oturacağı yeri göstermişdim
Derinliğin akseden meyanından gözlerime bakınıyor ve birşeyleri yokluyordu




O an için sadece sustum
Başını önüne eğdi ve bir müddetliğine belliydi müsait değildi,bakındım
Ne gelen vardı ve ne de merak eden yol yordamıyla arayıp soruyordu, anladım
Bir kaygısı vardı, ruhu sızlatan, vicdanını dağlayan derdi gamı sırtındaydı, andım




Peki, neden söylemek istemiyor
Bin bir düşündenin girgabında inim inbim inliyor ve acziyeti nefesleniyor
Neydi tasası, sinesini burkan hafsalası, serdetmediği hicran yudumları bekliyorum
Yoksa güvenmiyor mu, emaneti teslim etmek için sırrını söyleyemiyor mu, arandım




Nedir bu keşmekeşlik yarabbi
Neden insanlık manasından çıktı, kime sual edeyim söyle bilmiyorum ki gayrı
Çeşit çeşit fırkalar yürekleri bir bir muradından ayırdı, nefeste manayı bırakmadı
Sefilleşen nesiller, kuytu köşelerde kaçamak yapmayı şimdilerde bir marifet saydı




Hani aile en yüce ve kutsal bir aşktı
Neden sessizlik içinde parçalandı, adliyeler boşanmak için dosyaları sıraladı
Avukatlar elhak çoğaldı, lakin hak ve hukuk adına katliamlara ses çıkartılmadı
Ne sır kaldı, ne mahremiyet manasıyla sırdaş oldu, hala bizim oğlan tasaya kaldı



Mustafa CİLASUN