Bitmeyecek bir yolun yolcusu, şafakların sancısında ah etmeyen bir sızıyım
Ne vakit nefeslensem, hasretin didarıyla hemhal edip, gönlüme yönelsem yanarım
Ne hıçkırıkların, ne hazanı andıran umutların, hatta o an duran zamanın acısıyım
Hangi yöne baksam, ufukları koklasam, kalbimin sahibine iltica ederek ferahlarım



Sabrın tesbihatı sineme neler işliyor,dil çekiliyor, gönül bilmem ki niye susmuyor
Maksat ve mana için feveran ediyor, kıt aklım cehdime kifayet etmiyor,hal bitiyor
İdrak fakirlik içinde seyrediyor, ruhum ibreti nazarla temaşa ediyor,neler söylüyor
Mukayyet olan bir zaman için, bir gül-i nihal açacaktır bilmem ki kimin için diyor



Gidiyorum sessizliğin iklimine, nefes nefese perişanlığım sudur edince eğleniyorum
Ruhumu gapzeden sualleri ziknimi avaleştiren saikleri içinden çıkılmaz müşkilleri
Sazın içli iniltisinde, sözlerin ahenginde halin edebi çehresinde bir bir güfteliyorum
Mahşeri bir kalabalığa çıkmak için merak ve haşyetin inhizarında nöbetleşiyorum



Düşlerin sağanağı, umutların solgunlaştıran ağıtları karşıma çıkıyor ve soruyor
Vakit kim için var, ruhun cenahında arlaşmayan mana kime ne kadar yarar diyor
Nefes ve telakkiler içinde korlaşan nefs, aşk ve mahsuda ihsansız mı ulaşacaktır
Ne nar cehennemi izhar eyleyen bir iftihardır, ne har cennet için aşksız zamandır



Gönül yolculuğu, yolun emniyeti ve aidiyeti için dilenen ve gayrete ekilen manadır
Toprak yalnız nebat için var edilen telakki manadır, yoksa sevda niye manidardır
Yük, ruhun ve gönlün hasretine düçar olan bir geçmiş zaman içinde yadı anlamdır
Ne meşakkatlar vardır derdin sultanı niye fermandır hesap içinde geçilen zamandır



Mustafa CİLASUN