Mezarın başındayım, hicran ile başbaşayım
Babam şimdi yanıbaşımda ve fakat fevkalade sessiz ve hüzünlü masum duruşuyla
Yıllar geçi, seccade üzerine devrilmişti, kimseler yok iken kimbilir ne kadar içliydi
Şuuru kapanmış, amansızlığın yoluna koyulmuş, apansız birşekilde yakalanmıştı




Haber geldi, o an içim ne kadar acıyla titremişti
Ver babam acil servise intikal ettirildi, o an hekimler kendi başlarının derdindeydi
Ne kadar çırpınsak, melul birşekilde bakıp haykırsak nafileydi, olağan bir seyirdi
Bir sedyeye serpildi, çok hareketsizdi, nefesi hırıltılar içinde fevkalade mecalsizdi




Etrafıma bakınıyorum, diğer hastaları nazar ediyorum
Daha acil bir vaka varmıdır acziyetini hayıflanıyordum, o zaman tek adres vardı
Altarnatif olarak bir başka seçim bulunmazdı, fakülde hastanesi sanki eş zamandı
Doktor muayene etti ve ne hikmetse devlet hastanesine elan intikalini söylemişti




Dışarda ne kadar soğuk bir hava vardı, rüzgar nazardı
Ne araba ve ne de anbülans vardı, kıt kanat beklemek zorunluluğu yakınımdaydı
Ruhumu esaretin ve nedametin perişanlığına bırakmıştım, acı yakinen anıyordum
Nihayet zar zor devlet hastanesine geldik, doktor beyi aradık, biryerde bulamadık




Meğerse o saatte uykuya çekilmiş, seslenmek kabahatmış
Ne kızmak işle yarıyor ve ne de bağırmak bir çare olarak yüreğimi rahatlatıyordu
Kalbimin hicran damlaları bir bir sızıyla gözlerimden akıyordu, kim ne anlıyordu
Baman sabah ezanı okunurken ruhunu teslim etmişti ve o an ruhun esareti bitmişti



Mustafa CİLASUN