Ne hayaller geldi geçti kimbilir...
Nefes nefese, heyecanın an sahnelerinde, dil sirçü lisan içinde ömürden geçilir
Umut; bir başak misali ruhun senasından nefesin sahibine ancak muhabetle erişir
Nice sevdalar, çile çektiren ufuklar, hasret kokan yanıklar elem için biçilir


Bir bakış, bazen kaçış, gizli gizli yakarış...
Dile gelmeyen, sinede demlenen, muhtaçlığın her safhasında gönülde hıçkırıklar
Asrın aşkları, tabut içinde bizar kalışları, emel için durmadan haykırışları arayış
Kaçış...Bazen av ve bazende avcı olmak için aidiyetten uzaklaşıp nefisle yatış


Ki en mühim kötülük bizzat içindedir...
Ne derler vehmetmen, zan ile nefeslenemen, tekebbür için imandan geçmen iradidir
Akıl bilgisizse, gönül yarsizse, dil edepsizse, nefs şerle içiçedir, bizzat kendidir
Ne aşkı hakkıyla bilir, ne maşuk için sabrı göze alır, hoyratlık bir başkadır


Alemi zanaatte vasıfsızlık bir illettir...
Azimet kul için en mühim kefendir, tefekkür akıl için elzemdir, keyfiyet serkeşliktir
An dile gelen sahnenin, nasibi gerekçenin, umudu meşalenin aşka amade sesidir
Zaman, müddeti içinde manalaşan ummandır, hakikatin harı kardır, ihsan aşktır


Derdin ne olduğu hakkıyla bilinmezse...
Her heva ve heves dert edinilirse, kerem sahibi hiç bilinmezse insan değil beşerdir
Sabi neye muhtaçtır, şefkat ve hamiyet annenin kalbine bahşedilmiş bir sanattır
Düşünmek... lakin bilgiye haiz olmadan nefeslenmek ne kadar devayı tercihtir


Niye akıl mükellefiyet için iptidai iştir
Sosyolojik tekamüller, idrak için serdedilen sahnelerden kalan ibreti sezişler ilktir
Sormak dahi bilgiyle müştereklik içinde olan aklı selimlikte arz edilen nümayiştir
Aşka erişmek, sevdayı kalbi manada nefeslenmek hakikatin vecdinde yakarıştır




Mustafa CİLASUN