Nihayet
Sen varlığını adayarak
Ruhumun kalbime nizam etmesi için

Yılmadan
Hiç nedamet solumadan
Vuslat sağanağında kalmamı istiyordun

Ne kadar
Dirensem, haylazlık yapsam
Gösterdiğin sabır karşısında şaşırıyordum

Kanaatin
Bereket kadar ulvi olduğunu
Muhabbetin her türlü darlıktan kurtardığını

Sükûnetin
Kalbin vuzuhunda varlığını
Ülfetin ruhi iklimde rengârenk açtığını gördüm

Hiddetin
Daralmalarında naçarlığımı
Şiddetin her aşamasında varlığımın kuraklığını

Kıskançlığın
Yozluğunda bedevi narsını
Bağnazlığın tutsaklığında kalbin çok karardığını

Hizmet için
Hilkatin şahitliğinde yolculuğu
Sevginin hamiyetinde zulmetin berbat olacağını

Umudun
Güzelliğinde bekleyen şahadeti
Yaşamak adına şerre adanan tuğyan nakaratlarını

Masum
Bedenlerin müstezaf zümrenin
Mümin gönüllerin sağır duvarlarda duran kanları

Başları
Kesilen, uzuvları lekelenen
Organ tüccarlığı için nesillerdir dinmeden inletilen

Zindanların
Harbiliğinde namertlikten
Geçilmeyecek kadar ulufe dağıtan tekebbür nefesleri

Sabi çocukların
Nisa kimliğinde henüz adımlayan
Masum bacıların leş çehrelerin tasallutuna bırakılması

Gülün renkleriyle
Vuzuha erdiği iklim dirliğinde bile
Bu kadar zülüm, tuğyan, darp, gasp olmadığını anlatırdın

Eğer yaşarsan
Vefanın serinliğinde nefeslen
Gülün hasretiyle hicrana yaslan umut içinde yoğrulacaksın

Yorgunluk
Senin haline yabancı kalacak
Çünkü sen ruhun sahibinde kalan onunla nazar eden kansın

Kitabı celile
Ne kadar yabancıysan
Hüzün senin sol yanına baki kalarak utancın halini yaşarsın

Seni yaratana
Seni sana en vuzuh biçimde anlatana
Nesebinin sahibi atanla, mazi sayfalarında senin namına

Aşk nurla
Ruh vefanın sulukuyla adımlar
Kalp onu yaratan, aklın dağarcığı olan kat’a yanıltmayan

İnsan olmayı
Beşerlikten azade olarak solumayı,
Hak adına, rızanın hazzıyla, muhabbetin varlığında olmayı

Zamanın
Akışında husule gelen teslimiyetle
Suyun kuşatıcılığında ki bereketin en bariz hikmetiyle

Toprağın
Hamiyetinde serdedilen değerle
Arzın serencamında ki kudretin müsaade ettiği nazarında

Sevmenin
Ve ölmenin gerekçelerinde ki
Denkliğin bilgisine ulaşarak idrak için tezekkür edilince

Hamiyet kimde,
Takiyyelerin solgun renkleriyle
Tahakküm etmek için avarelerin fırsatçı telakkilerinle

Kurtuluş için
Azimeti terk ederek heveslerin
Girdabında ve kuraklığın adalarında lokal hastalıklarla

Avuntuların
Hükümranlığında tekebbür olunca
Şekliyet ayyuka çıkarılarak halde ki edep kuruyunca

Her türlü
Melanet gizleniyor nefeslerden
Kalbin sahibi belliyken, kelam ile dile gelen hakikatken

Her kez
Bizzat yapması gerekenden
Soyutlanarak şefaatçilere sığınarak darlığa koşuyorsa

Konuşmak adına
Kalbi dostlukta muhabbet
Dışlanıyorsa, ne derlerle nüfus artışına doğru koşuluyorsa,

Adamlık
Buharlaşarak kayboluyorsa
Nisa kimliği edebe muğayyir solumaların kuşağında adımlıyorsa

Anne ben
Şimdi ne söyleyeyim sana
Babam her ne kadar gayretiyle soluk soluğa kalarak anlatsa da

Nesil Bütünlüğünde
Yozlaşma son aşamasındaysa
Var gir sen sorgula, kimi kimden soracağız yabancılık başlamışsa


Mustafa CİLASUN